Duygular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Duygular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
0

Renklerini Sev



Gecen yildan, bir Proje'de yazdigim mektubum:

"Merhaba güzel cocuk,

Ben Viyana'da yasayan bir ablan, sana mektup yazmak ve seninle biraz sohbet etmek istedim. Bunun icin seni taniyor olmam gerekmez, seni hayal ediyorum ve yaziyorum :) Bu mektup ikimizin de hayat yoluna renk katacak biliyorum :) Renk katar dedim cünkü hayat herzaman öyle renkli ki: Bazen mutlu oluruz rengimiz gökyüzü gibi parlar masmavi olur, bazen hüzün cöker rengimiz gri bir bulut gibi olur icimize yagar, bazen heyecanlaniriz rengimiz günes gibi sapsari olur cosar...Tüm bu renklerin bütünlügü hayati güzel yapandir. Düsünsene hergün sadece mutlu olsaydik, mutluluk artik siradan olurdu...Yani hayatin sevmedigimiz renklerini de yasayinca "niye bu renk var ki, keske olmasa" dememeliyiz, cünkü her rengin bize ögrettigi birseyler mutlaka var. Hicbirsey tesadüf degil hayatta, suan benim sana yaziyor olmam bile :) Allah bu hayati sanki bizler icin süslemis, cok özenmis bu Dünya'yi yaparken, ne kadar sansliyiz degil mi, hersey tek cesit ve birbirinin ayni gibi olsaydi, günler birbirinin ayni yasansaydi cok sıkıcı olurdu. 
Bazen benim rengim gri oldugunda kendimi öyle karamsar hissediyorum ki hicbirsey yapasim gelmiyor, o gün hic gecmeyecek saniyorum...Senin de bunu hissettigin oldu mu? Öyle anlarda ben neler yapiyorum bilmek istersin diye düsünyorum:) Kitap okuyorum mesela, cünkü kitaplar insanlari icine ceker alir götürür baska dünyalara, cok iyi gelir :) Ya da konusmayi sevdigim bir arkadasim varsa onunla paylasiyorum yasadigim sikintiyi, paylasinca azaliyor hüznüm. Paylasacak kimse yoksa ellerimi acip Allah'a anlatiyorum, O nasilsa bizi herzaman dinliyor, Dua ediyorum ve sonunda cok rahatladigimi hissediyorum:) Sonra baska neler yapiyorum mesela: Temiz havada yürümek, günlük gibi birseyler yazmak, Ney üflemek, arkadaslarimla bulusmak, dogayi incelemek de cok hosuma gidiyor. Ayrica tam bir cicek hayraniyim, Allah ne büyük bir Sanatci diyorum baktikca sekillerine...Sen hic cicek yetistirdin mi? Kesinlikle tavsiye ederim, cünkü ciceklerin büyüdügünü gözlemlemek insana hem keyif hem heyecan veriyor. 
Olumsuz durum ne olursa olsun bir gün geliyor ve geciyor, yani rengimiz hep gri kalmiyor, yine yesilleniyoruz, turunculasiyoruz, pembelesiyoruz :) Önemli olan bizim kötü anlarimizi yasarken hep pozitif kalmaya calismamiz, sabirli olmamiz. Düsünsene geceden sonra sabah varsa eger, her karanlik durumun da sonu mutlaka aydinliktir! Bu dediklerimi hic unutma olur mu :) Özellikle rengin gri, siyah oldugunda hep hatirla ve hafif gülümseme yerlessin o güzel yüzüne :) Gülemezsen de "gececek" kelimesini kocaman yaz zihnine.


Derslerle aran nasil? Benim okuldayken bazi derslere ilgim azdi, bazilarina ise cok iyiydi. Insan her derste iyi olmak zorunda degildir zaten ;) Hem ögrenmekte okul hayati bitince bitmiyor ki, tüm yasam boyu ögrenmek gerekiyor, cünkü bu bizi gelistiriyor. Hayali olarak düsünürsek gittikce büyüyen bir bilgi depomuz oluyor, icine sürekli yeni bilgiler geldikce zenginlesiyoruz:) Kim zengin olmak istemez ki, hele böylesini ^^ Ögrenmeye merakli ol, bir böcegin hayatini ögrenmek bile olsa bu, ögren :) Baskalari senin ögrendigini sacma bulsa bile, o onun yolu onun düsüncesi, bu senin yolun :) Kendi yolunu bilgilerle süsle, bir gün geriye baktiginda ne güzel ögrenmisim yaa diyebil kendine :) Insan kendini de takdir etmeli bazen. Mesela ben aynaya gülümseyip, "gülmek yakisiyor aferin kiz" diyorum, bunu sen de denedin mi? Eminim sana da cok yakisiyordur, "nereden biliyorsun" dersen eger, ben gülümsemenin yakismadigi bir kisi görmedim hayatimda ^^
Canim cocuk, hayatin simdiye dek nasildi bilmiyorum ama bundan sonrasi icin cok güzel olacagini ümit ediyorum. Sen de ümit et! Hep iyi hayaller kur, hayal kurmak öyle güzel ki :) Bazen hayal ettigin gibi devam etmeyebilir hersey ama onda da bir hayir vardir! Allah bizim bilmediklerimizi de bilir ve bize daha iyisi nasip olsun diye bizim istedigimizi kismet etmeyebilir. Biliyor musun bunu hayatta cok kez yasadim: Mesela cok begendigim birseyi satin alacaktim, o gün alamayinca moralim bozuldu. Günler gecti ve bana daha iyisi daha uygun fiyata nasip oldu. Yani bosuna üzülmüstüm, sadece "bunda mutlaka benim icin bir hayir vardir" diye düsünmeliymisim :) Artik hep böyle düsünüyorum.

Bir de sana bir abla tavsiyesi, hergün uyumadan önce o güne dair 3 tane sükür sebebi düsün, bunu aliskanlik haline getir. Benim ufak bir not defterim var, her gün degil ama aklima geldikce birkac sükür sebebi yaziyorum o günkü tarihi de ekleyerek :) Mesela suan sana mektup yazabildigim icin Allah'a tesekkür ediyorum. Yazabilecek parmaklarim oldugu icin, kalemim kagidim oldugu icin, mektubumu ulastirabilecegim postahane oldugu icin de sükrediyorum...Biraz düsünürsek eminim sayfalar dolusu bile tesekkür sebebi bulabiliriz :)
Mektubumu burada bitirirken sana kelimelerimle sariliyorum...Umarim severek okumussundur, ben cok severek yazdim :) 

Allah'a emanet ol."

~Sultan


0

Kendin OL


Insan belirli bir yasa gelmeden kendini taniyamiyormus, geriye baktigimda bunu gördüm. Önceden niye görememisim bilmiyorum, belki de o kadar baska seylere odakliymisim ki kendime zaman ayirmamisim. Bir de ne kadar dolu zannedip aslinda bos yasamisim! Ne bir hobi ne bir sosyal etkinlik ne de baska birseyler...Viyana'ya yerlestikten sonra sanki tek hedefim esimle mutlu olmamiz, buraya ayak uydurabilmekmis. Ben gül iken lale gibi olmaya calismisim. Birileri benim lale olmami takdir etsin de gerisi önemli degilmis, kendim önemli degilmisim.
Bazisi 20 yasinda belki bunun bilincinde olur gözünü acar, bazisi da benim gibi 35'inden itibaren...Buraya yaziyorum cünkü biliyorum böyle olan bir sürü kisi var! Ve bir an önce gözünüzü acmanizi diliyorum. Bosa gecmis her gün icin üzülüyorsün sonra...Zararin neresinden dönersek kar.

Kendini tani! Neyi seviyorsun? Yaptiklarini nicin yaptigini düsün? Hedefin? Etrafindaki kisileri düsün, hangisinin yaninda cok rahat ve huzurlusun? Mecbur katlanmaya calistiklarina gercekten mecbur musun? Hayatinda neyin degismesini isterdin ve bunun icin birsey yaptin mi?
Ben hep birilerine yaranmaya calistim, sevgi ihtiyacim vardi ve böyle karsiladim belki o eksikligi...Sevilmek icin birseyler yapmak zorundaydim! Gül olarak sevilebilecegimi düsünmedim...
Hayatini birilerine begendirmek icin yasama suan beni okuyan kardesim. Bir ortama girerken orada o kombin begenilecek diye giyinme sevmiyorsan! Elit bir arkadasinin gözüne girmek icin onun sevdigi kitabin yazarini begeniyormus gibi yapma! Kendin olmak öyle huzurlu ki. Herseyin ortada...Seni o sekil sevenler senin yaninda olur zaten. Bosuna aksi icin cabalayip ruhunu daraltma, üzerine yük yükleme...Sen cok özelsin! Allah senden bir ikinciyi yaratmayip sana bu degeri vermis, senin hamurunu sevgi ile yogurmus...Birak bu günümüz hastaligina yakalanmis insanlarin bakisini önemseme, sana üstten bakan tiplerin ekseninden uzaklas. Cünkü onlara 10 iyilik edersin bir defa ters düsersin hepsi güme gider. Insanlarin isine yaradigin kadar iyisindir ya hani! Birak iyi olmaya calisma, iyiliginin degerini bilenler bunu sana yansitir, sen kendin ol sadece yeter!
Ben kendimi gec buldum, belki bir kisi daha gec bulsun istemiyorum.
Hayat bize sunulan güzel bir hediye, acisiyla tatlisiyla...Keyfini cikarirken bol bol sükret ki cogalsin mutluluklarin. Sevdigin isleri yap, hobi bul kendine, kitap oku! Gez, toz, yürü, yorulana dek...Basini yastiga koydugunda tesekkür et yine. Rabbin seni her daim dinliyor. O da senin kendin olmani, kendini bulmani istiyor. Ne icin geldigini, nereye gittigini bilmeni...Hadi simdi, ertelemeden.

Not: Fotograf bugünden (20.02.2018-Viyana)

0


Blogumu bazen cok özlüyorum demistim degil mi^^
Yeniden basliyordum ki yine uzak kaldim birkac ay :)

2017 gireli en önemli konu oglumun sünnet olmasiydi sanki :) Sünneti yapan Viyana'da bir cocuk cerrahiydi, eger lazim olursa ismini verebilirim.
Ikinci bir önemli baslik ise kizimin gecen gün 11 yasina girmesi :) Biz anneler hep cocuklar ufakken en zor zamanlari zannederiz özellikle ilk cocukta. Ama yasadikca ögreniriz ki tersine...Kizimla son yil icinde fazla didisir olduk galiba ondan böyle duygusala gectim :P Detaylara girmek istemiyorum ama bunlar gecici seyler eminim ki.

Yine sosyal aglardan sikayetciyim, insanin yazmasini da okumasini da engelliyor. Haftada bir gün en azindan hic internetsiz olmali insan...Eminim o gün cok daha verimli gececektir her yönden. Sizler ne düsünüyorsunuz?
Ailemden gurbette olunca mesela Whatsapp uygulamasi yemek ekmek gibi günlük ihtiyac oldu, büyük kolaylik. Tabii diger gruplara da cevap vereyim ona buna da yazayim derken bir bakiyor insan ohooo :S Eskiden jeton ya da kart alip arardim annemleri :) Kisa genel konusmalardan ibaretti bu...Simdi bu aksama iftara menümüz ne onlari da dahil olmak üzere detaya da girebilmek güzel imkan ^^ Yani internet güzel birsey de dogru ve gereken kisiler icin vakit ayirildigi sürece :) Yoksa bazen öyle bos yerlere/kisilere vakit gidiyor ki ben iste onlara yazik oldugunu düsünüyorum en cok... 

Suan oglumu okuldan gelmis kizima postaladim, hadi biraz oynayin güzelce deyiverdim ama biliyorum ki uzun sürmeyecek yine ben yanlarina ugramak durumunda kalacagim :D 
Canlarim benim, simdi mutfaga gectiler oynamaya ki cocuk odasinda oynayin derim hep. O oda icin tasindik gecen yil bu zamanlar...Cevreye alistim mi bilemiyorum henüz, orta sekerli duygulardayim, az da önyargiliyim belki de Türklere karsi tutumlardan dolayi... Ama zamanla tatlanmasini isterim tabiki. En azindan "Hallo"dan bi iki tik ötesi komsu edinmeyi :P
Derken an itibariyle masamin üzerinde bahceden kopardigim bir tane erengülün kokusu burnuma gelmekte. Bir tane de gönüllü türkce kitap okuyuculugu yaptigim ilkokulun müdürüne götürdüm gecen gün, birinin yüzünü güldürmek güzel sey bence, ister yabanci olsun, ister baska dinden...

Bugünlük bu kadar, merak ettiginiz konular varsa o konularda da yazabilirim
(yazilacak birseyse) ^^

Ve Ramazan'in 5. günündeyiz, kavusturan Rabbime hamdolsun :) Devaminin saglikla, huzurdolu ve agiz tadiyla gecmesini diliyorum. 
Sonrasi Temmuz'daki Türkiye tatilimizi sabirsizlikla bekliyorum, özledigim ne varsa kavusmayi istiyorum insallah...

Sevgiler

4

ON YIL


Suan bu yaziyi yazmak icin tam 30 dakikam var ^^ Bilgisayari gündüz hic acamiyorum, gece de cocugu uyutunca geriye bir saatcik kaliyor mecburi olmadikca acmiyorum falan filan, yani kisaca artik telefondan ne takildiysam o kadar sosyalim :) Duyan da beni calisan anne zannedecek üstelik o da degil hatta nadiren yaptigim fotograf cekimlerine bile yogunlasamiyorum...Aslinda ne yazilar kafamda tasarlanip bosa gitti, ummadik anlarda böyle ilham gelir, not almam derken ucup giderler.
Bu yazinin asil sebebi önceki gün kizimin 10 yasina girmis olmasi :) Blogumu acma sebebim de ona hamileykenki dönemdi ve ben yemek tariflerinden blogcular dünyasina merak salmistim ki o zaman sayili blogcu vardi ve hatta birbirlerini tanirlardi :) Kizimin dogumunu bekledigim o heyecanli günler...Bir ilki yasamak, anne sifatina kavusmak, dünyanin meger ne farkli bir boyutu daha varmis bunu görmek...
Rabbim dileyen herkese nasip etsin bu güzel duygulari diyorum hep! Cünkü bir bayana öyle yakisiyor ki annelik, anne olmadan önce eksikmisim diyorum simdi geriye bakinca. Bu kosturmalar yorgunluklar belki bazen bir duraksatiyor insani ama evladinin sana bir icten bakisina bir gülüsüne silkeleniyorsun yeniden.

Kizimi cok seviyorum, iyiligini istiyorum her anne gibi ve belki bunu abartip bazen bunaltiyorum...Hani birseyin üzerine cok titrersiniz ve özellikle o esnada kirarsiniz falan...Iletisimimiz yönünde daha güzel gelismeler diliyorum kendi adima :) O yapisi geregi pek hasir nesir olan bir cocuk degil sevgisini gizliyor bazen...Belki de hani cocukluga inerler ya, ben de pek hissedemedigim sevgiyi simdi cocugumla, en sevdiklerimle kapatmaya calisiyorum...Büyüdükce o arada mesafe olusmasi dusuncesi bile biraz hüzünlenmeme sebep oluyor. Anneligin olumsuz duygular cukuruna dogru gitmeden hemen toparliyorum tamam ^^ Allah'tan kizim icin önce hep saglik diliyorum, sonra iyi bir insan ve müslüman olarak hayatini sürmesini, hayirli islerde tuzu bulunmasini, bize vefali bir evlat olmasini, mutlu olacagi bir hayat sürmesini, diger dünyasini da unutmadan dengede yasayabilmesini... Iste en önce bunlari diliyorum :) Ve bizim de bu dilekler gerceklesirken sahit olmamizi...

Ve bir önemli yenilik daha var ki o sebepten de kizima bir kutlama yapamadik (sonraya erteledik); Suan oturdugumuz eve yeni tasinmisken ögrenmistim kizima hamile oldugumu ve 10 yil sonrasi bu aralar yeni bir eve tasiniyoruz. Biraz hizli bir gelisme oldu, zaten epeydir idare etmeye calisiyorduk cocuk odasi olmadan...Bunu en cok kizim icin istedik, bir odasi olmasini. Ve Allah bize bir de ufak bir bahce nasip etti evin önünde :) Hic bir gün bahcem olacagini düsünmezdim, yani keske bir bahcem olsa dedigim cok oldu evet ama gerceklesecegini düsünmemistim...Hayallerinizi dile getirin, belki Dua olur, kabul olur.


4

COK Mutsuzum


"Heyy cok mutsuzum, neler oldu neler.."diye baslayan bir cümle ile "Heyy okuyucum cok mutluyum, cünkü...." diye baslayan cümle arasinda fark var degil mi? O farklardan biri bence mesela ilkinin daha ilgi cekecegi!

Insanlar üzüntü haberlerine miknatis gibi daha hizli ve cabuk yaklasirken mutlulugu paylasmada gayet gevsek hatta takip etse bile ortak olmak yerine icten kiskancliklar kurabiliyorlar.
Biz ne zaman bu hale geldik?
Elimizde son bir ekmegimiz kalsa hic düsünmeden onu paylasir miyiz?
Beklentiler, cikarlar, pohpohlamalar, samimiyetsizlikler...
Bunu basimdan bir olay gectigi icin yazmiyorum suan, son senelerden gözlemlerim böyle.
Insan iliskileri sosyal aglar ile beraber daha da ölüyor gibi. Bir o kadar daha cok iletisim gibi gözükse de öyle degil. O iletisimdekilerin cogu zor bir gününde yaninda mi olacak zannediyorsun sen? Ben %5 diyorum en cok.
Adam diyelim ki kan ariyor, paylasiyor, listesindeki en yakin akrabalarindan sikayetci. Birakin kan bulmayi o paylasimi bile paylasmiyorlar destek olalim diye mesela...Zir yabanci yardim ediyor, o da iyi kalbini korumus insanlardan biri iste. Allah razi olsun, böyle insanlar hic tükenmesin, yoksa bu dünya nasil bir yer olur...Düsene bir tekme de sen vur!
Bana da vuruldu o tekmelerden zamaninda! Affediyorsun ama unutmuyorsun bunlari...
"Cocugumun okulda dersleri zayif, kayinvalidemle kötüyüz, islerim hep ters gidiyor, ev alacaktik olmadi, cantami kaybettim, esimle fena tartistik, sinavim berbat gecti..." desen kac kisi senin üzüntüne yürekten ortak olacak bir düsün? Iste o insanlari hic kaybetme, degerini sevgini göster.

Özel günün geliyor biri yaziyor ki "mutlu yillar", tamam cok güzel tebrik ettin ama bunun ici bos sanki, hani sevgi, ilgi, özen? Yani sirf yapmis olmak icin yapmak yapmaciklik degil de ne...Mutlu yillarin yanina birkac kelime daha eklesen, belki bir fotograf bulup Google'dan koysan daha önemsemis olmaz misin? Yapmak zorunda degilsin elbet ama o zaman "ben buralardayim, varim!" deme. Zoraki varlik yok gibidir.

Ne yaparsan yap sevgiyle yap, yüreginden geliyorsa yap.
Birine katacagin  ufak tebessüm bile belki eline verilecek hayat kitabinda birkac güzel sayfa doldurur belli mi olur? Ee hep ben mi, demeden...Evet "sen"! Kimse bilmese de anlamasa da iyiligi gören Allah var.
Birak karsiliklar beklemeyi...Verdigin cogalip sana geri dönecek, cünkü Rabbimiz'den cömerti yok.



13

Mutluluk Zor Degil


"Haydi bugece de bir konu bulup bloga yazayim, arkada da piyano müzikleri calsin.." düsüncesiyle suan klavyeye dokunmaya basladim...
(Son zamanlar yazma sevkim artti sanirim ^^)

Konu ne olsun?
Mesela incitildiginiz zaman ne yaparsiniz? 

Herkesin kendince bir özelligi vardir bu konuda...
Bazisi mesela kendi incindigi kadar da incitir! Bazisi ise incindikce kabuguna gömülür...Cok rahat olanlar vardir ki bosverir/siler...Hele bir de o incindiginin onarilmasini bekleyen kedi gibi masum duruslular, onlar özellikle cok bekletilenler olurlar gibime geliyor...
Ben mi ne yaparim öyle durumlarda? (Mutlaka biriniz sormustur diye hayal ettim :P)
Karsiliginda incitmem, tam kabuguma da cekilmem, bosverecek kadar rahat degilim (maalesef..), onarilmayi bekleyen bazen masum bazen hircin bir kedi gibi oldugum söylenebilir...Zaten fazla önemi yoksa silmeye meyilli olurum...Telafi edilecekse ve ne kadar gec olursa o kadar üzülür yüregim...
Beklentidir aslinda bu. Ve hayat insanlardan fazla birsey beklemeyerek daha mutlu olundugunu hep ögretmistir! Ne kadar minimum beklenti o kadar rahat.
Aslinda o beklentiler de kisiden kisiye farklilik gösterir. Kimisi belki hayati boyunca eksik olan sevgi kabini doldurmak icin bekler durur sevdiklerinden...Kimisi egosunu sisirmek icin...Bazisi da niye bekledigini bile bilmez, belki de simarikliktan...

Kendimize soralim simdi, hayatimiz boyunca ne cok kisiden ne cok sey bekliyoruz degil mi?
Halbuki en basta beklentimizi Allah'tan beklemeliyiz, O'dur herseyin sahibi, "Ol" der oluverdirir...
Yanlis kisilerden bekleyip hem onlari hem kendimizi yipratiyoruz cogu kez.
Belki cok incinmeyiz böylelikle, hayata daha mutlu bakabiliriz, Rabbimiz beklentimizi karsilamazsa "vardir bir hikmeti" der tevekkülümüzü de ederiz...

Bu yazi suan üzgün bir kalp varsa ona su serpmek icin yazildi ayrica :)

Hepinize hayirli cumalar :)

0

Beceremedigim Günler


Dogum gününde ne yapilir?

Ben pek beceremedim bu dogum günlerini yasamayi galiba!

Benim icin hep duygu yüklü günler oldu dogum günleri.

Insan dalip gidiyor bu zamana kadar neler yaptim?

Acaba bu yil nasil olacak? Yasadigim iyi ve kötü anilar...

Hersey aklimdan geciyor bir biiir.
25 yasina girdim.

Galiba yaslaniyorum diye saka yapa yapa kendimi yaslanmis bulucam birgün...
Bu defa bir farklilik var diger yillara göre!

KIZIM var; gül kokulu, melek yüzlü, bülbül sesli, güzel bakisli, tatli mi tatli bir kizim var bu defa!
Back to Top