Yazmadan gecemedim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yazmadan gecemedim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
10

Sabah Mahmuresi



Kizimi okula birakip cok sükür geldim yine sicak evime :)
Havalar iyice sogudu, dünden beri kislik montumu giymeye basladim ve bugün gelirken yolda agzimdan duman cikiyordu :P Bu bana hep komik gelmistir ^^

Gece Calikusu'nu seyrettim, bazi sahnelerinde nasil mutlu oldum nasiiil, sevenler hep bir arada olsa istiyor insan...Yani sabah mahmurlugumun uzun sürmesini diziye borcluyum :P

Kizimi biraktiktan sonra markete ugrayayim dedim, tam 8'de aciliyor ve ben genelde ne zaman kizimi birakip direk oraya gitsem acilmasina 5 dakika kaliyor. Bazi kisiler hergün markete geliyor, sanki bu güne ait yeme-icme-tuvalete gitme gibi bir rutin olmus ^^ Emekli ve yasli oluyor gerci öyleleri, yapacak birseyi olmayabilir...Yalniz ve kimsesiz olup, cogu yasli gibi sabah erkenden kalkiyordur belkide...
Acaba diyorum kasadakiler bunlari gözlemleyip birkac gün görmese merak ediyorlar mi, "hayret yasli amca birkac gündür gözükmüyor" diye. Ya da beni de farkenden var midir, benim onlari farkettigim gibi...
Ve sonra kasadakiler icin aksama dek o "biiip biip bbpp" sesini duymak sinir edici bir etki yapiyor mudur yoksa rahatlatiyor mudur diye düsündüm :P Ya da kulaklar zamanla o sesi duymamaya mi basliyor...

Metroda bir bayan ne de güzel yakistirmisti boynuna leopar desenli salini...
Cocuk arabasiyla kosturan babalar annelerden daha sempatik göründü gözüme...
Topuklu ayakkabilariyla önümden giden bayana odaklandim bir an, daha dogrusu ayakkabisina. Ayagi eminim rahatsizdir, zorlaniyordur diye acidim güya :P Kendi ayagimin ne rahat oldugunu hissettim dolgu kisa topugumla...Kiskanmadim onu, gercekten, cünkü rahatlik önemli benim icin :)
Bazilarinin yüzü "yine mi is, off be hayat" der gibiydi, bazilari ise belliki hayatindan memnun ya da memnun degilse de pozitif yönüyle bakabilmesini biliyor olmalilar...

Insanlari kücüklügümden beri düsünürüm, incelerim. Benim farkettigim gibi onlarda beni farkedip neler düsünürler hakkimda merak ederim hatta :D Yani benim hayatimin ekseni harici diger hayat eksenleri ilginc gelir...

Simdi en iyisi kendi hayatima geri dönüp kahvaltimi edeyim ve biraz temizlik yapayim, kayinvalidem gelecek :) Ayrica asureleri herkes pisirdi bir ben kaldim geriye, bugün onu da halledeyim insallah...(Laf aramizda kalsin ilk kez ciddi bir asure pisirecegim^^)

Not: Resimde sagdaki cicek bugün evimize katildi, bakalim actigi günleri de görecek miyiz...Umarim yuvasini sever ^^ Soldaki ise evin icinde sonbahar rüzgarlari estiriyor, sagligindan süpheye düsüp "yok canim sonbahar ya ondan böyledir" diyorum sonra :P :)


12

Yüzünüz çiçek açsın

 
Soguk ama günesi parlayan bir günden hepinize merhaba :)
Umarim sagliginiz yerindedir ve etrafinizda enerji dolu, sevgi dolu insanlar vardir.

Mektup gibi bir baslangic oldu evet :) Herzaman icimden geldigi gibi yazmaya calisiyorum, akisina birakmak iyi oluyor. 
Yukarida "enerji dolu insanlar" demisken bu konuyu biraz acalim istiyorum.
Ilk önce bunun zitti olan enerjisiz insanlari tanimlarsak? Ben bir baska deyisle negatif enerji yüklü olanlar diyebilirim. Yani hayata bakislariyla, hareketleriyle, konustuklariyla, yaptiklariyla negatif bir duygu olusturan...
Mesela birisi benim yanimda hep birilerini cekistirip duruyorsa, bana hep hayatinin olumsuz yönlerini anlatiyorsa, sorunlar karsisinda cözümcü degilde maglup olmus gibiyse hep, cabucak kabalasabiliyorsa...vs. Iste bu kisi benim icin cevremde fazla görmek istemedigim negatif kisidir. Yani onun yanindayken ancak icime olumsuzluklar girer, bana da bir kenarindan birsey yapisir...
Halbuki pozitif enerjili insan öyle mi? Girdigi ortama günes actirir adeta, agzindan kelimeler cikarken bile sizi rahatlatir, bolca gülümsemeyi huy edinmistir, baskalariyla cok isi olmaz, olumsuzluklar karsisinda da canli kalabilmeyi korur/cabalar, doluya tutulduysaniz size korunak gibi olur, ayri bir güven verir, sevgi verir.
Iste herzaman böyle kisilerin cevremizde olmasini diliyorum Allah'tan. 

Konunun ilham kaynagi: Sabah metroda karsimda biriyle konusup cok icten gülücüklerini savuran makyajsiz kiz ile diger tarafta duran yüzüne makyaj yapmaya calismis ama surati cok asik duran bir kadin...

Bir insani en güzel yapan makyaj gülümsemektir, hem de bedava ve yan etkisiz :) 

Haydi simdi hayat nasil olursa olsun birazcik gülümseyin :)


2

DIY vesaire...


Dikkat bu yazinin yönü belli degildir, estigi yere kadar gidecek :P :)

✿ Öncelikle Ikea'dan aldigim koltuga yapmis oldugum DIY ile basliyorum. Resimde en kücük hali orjinaliydi, yani krem renginde... Ben renkleri desenleri seven biri olarak zaman icinde degistirmek istedim ve önce sagdaki kumasi uyguladim. Ev desenli bu kumasi maalesef diktikten sonra ters yaptigimi farketmistim :P Ama yine de bir süre böyle kullandim :)
Sonra Ikea'da puantiyeli kumasi görünce bi degisiklik daha yapsam hic fena olmaz diye düsünüp uygulamaya gectim ve sonuc cok hosuma gitti :) Uzun süre degistirmek yok artik ^^ Minnak dikis makinama da tesekkür ederim, cok özel birseyler yapamasa da isimi görüyor...



 ✿ "Ben bununla birsey yaparimkiii" diye saklayip bulasik ilaci ve süngeri koydugum seftali kutusunu da eklemesem olmazdi ^^ Sanirim yas ilerledikce degerlendirmeye calismalar cogaliyor :S



✿ Bu tip corapliklarin cok ise yaradigini ve asiri derecede memnun oldugumu belirtmek isterim :) Esim icin almistim ama kendime de almadigima pismanim... (Eduscho'dan alinmisti.)



 ✿ Ben bu güzelligi daha hayal ederken Facebook sayfasinda paylasmistim, mutfakta en sevdiklerim icinde yerini aldi :) (Amazon.de'den)



✿ Bir saksida gül dikeni vardi Umre'ye gitmeden önce, geldikten sonra yesil birkac yaprak vermeye basladi ve yapraklar biraz büyüyünce solmaya durdu :/ O siralar hurma yemis ve gül fidaninin dibine topraga gömmüstüm...Tabii gül dikeni kuruyunca cikardim topraktan ve saksi birkac gün öyle durdu, cöpe atmaya elim gitmemisti bir türlü topragi...Derken minik bir yesillik ciktigini gördüm bir gün, ot zannettim ve merakla dibine dogru bakinmaya calistim ki hurmanin cekirdegini gördüm, unutmustum orada oldugunu, cok sevindim tabiki :) En son ölctügümde 12cm olmustu hurmam :) Büyür mü acaba yaa? Daha önce benzer deneyimim vardi ama büyümemisti diye hatirliyorum...Bu Medine'den geldi, belki...Biraz arastirmak istiyorum bakalim...



✿ Douglas kutularimi seviyorum, evet evet sirf kutulari icin almistim zaten ben onlari, icindekilerin yarisi hediye edildi :) En son gelenlerin icerigini sizlerle paylasmadim sanirim, merak eden olursa bir yazi da onun icin yapabilirim? ;)


Umarim 'oradan buradan suradan türü' bu yaziyi severek okumussunuzdur :) Fotograflar icin Instagram'dan yardim aldim, sagolsun ^^ 

*Bu arada Ramazan'dan itibaren bir etkinlik baslatacagiz insallah, hazir olun ;)
*Ayrica Photo SU 1 yasina girecegi icin birseyler düzenleyebilirim, takip etmek isteyenleri beklerim :)

O en Yüce'ye, Allah'a emanet olun

3

Sorun Nerede?


Her yerde sorunlar... Hepsi insan kaynakli, aslinda seytana uymus insan desek daha dogru olur. Dün kayinvalidemlerde biraz Tv bakayim dedim, bakmaz olaydim...Iyiki evde Türk kanallari yok. Futbol mu oynanmis, yoksa savas alani miydi anlayamadim! En cokta oraya bir hevesle gitmis olan cocuklara üzülüyor insan. Yahu bu Türk milletine has birsey midir futbol oyunlarinda? Siddete meyilli, her an biriyle satasmaya hazir insanlarin hayattaki hedefi nedir? Ya da bir hedefleri var midir acaba...

Son seneler en cok ettigim dualardan biri, "Rabbim karsimiza hayirli insanlar cikar"...
Sadece gercek hayatta degil sanal alemde de insanlar catismalar halinde...
Birisini sevmezsen takip etmezsin, eksik bulmak icin gözetmezsin. Hayatta bunlardan daha önemli isler var, vaktimizi kim ne yapiyor hangi eksigini bulsam, neyine elestiri yapsam yerine kendimize cekidüzen vererek harcarsak daha karda olmaz miyiz? "Nasil Rabbim benden daha cok razi olur acaba" diye yasasak...

Insanlar bizim istedigimiz gibi yasayamazki ya da ona dogru gelen sana da gelmek zorunda degildir. Birbirimize biraz saygili olalim, sevgidolu olalim, Allah rizasi icin, O yarattigi icin sevebilelim. Eger birinin iyiligi icin elestiri yapacaksak, güzel dille, yikici degil yapici olarak yapmaya calisalim.

Bir gün bu yalan dünyadan giderken arkamizda kirgin hicbir kalp kalmasin. Öyle ki, arkamizdan dua edenlerimiz olsun...Bundan daha güzel ne ister insan.

Üc aylara girdigimiz bu güzel günlerde özellikle eksik yönlerimizi bulup düzeltmeye calisabiliriz. Ben öyle yapmaya calisacagim insallah, sizlere de belki ilham verebilmek ümidiyle yazmak istedim :)


Bu Üc Aylar Takvimi de benden herkese hediye :)
(Hediye demisken, bugün blog cekilisime katilimin son günü, bakalim bu defa Kelebek kime konacak..) 


19

Bitenler


Kozmetik bloglarinin biten ürünler yazilarini ilk baslarda (böyle yaygin degilken...) biraz gereksiz bulurdum, yani biten siseleri saklayip sirf bunun üzerine yazi mi yazilirmis gibi..:P Ama zamanla birsey alacaksam böyle bir yazi okuyup ona göre almaya basladigimi farkettim. Yani bir ürünü yeni alinca degilde bitince yazi yapmak daha mantikli ve faydali olur zaten degilmi? :) Bitene kadar iyi fikir sahibi olur insan...
Neyse iste, ben kozmetik bloglari kategorisine girmesemde blogta bir tane böyle yazi olsun istedigim icin bugün bitenler yazisi ile karsinizdayim :) (Sürpriiiz :P)


Öyle her ay cokca ürün bitiren biri degilim, aylardir pek birseyde kullanmiyorum zaten... Evde en son bitenleri atmamistim ve sizler icin fotografladim :) Bakalim neler var (soldan sirayla basliyorum):
1- Institut Phyto Rosenwasser: Tonik islevinde bir gül suyu, düzenli kullanamadigim icin ürünün cildime nasil geldigini bile anlamadim :S Aylardir dibinde minicik duruyordu onuda döktüm zaten :P Yenisini almayacagim bir ürün...
2- Colgate Max White: Son seneler beyazlatma özelligi olan dis macunlari aliyorum ama gercekten ise yarayanini görmedim öyle vadedildigi gibi... Ama ne iyi kötü normal bir macun diyebilirim. Macunumu cok degistiren biri oldugum icin aynisini daha almayabilirim.
3- Lacoste Pour Femme: Bu parfüm birkac yil icinde en cok sevdiklerimden oldu, koku insana aliskanlik yapacak cesitten...Bu sade ve gösterissiz sisenin kokusunun böyle güzel olacagini tahmin etmezdim, indirimden öylesine aldigim bir üründü, yine almayi isterim :)
4- Rexona Shower Fresh: Kokusu güzel ama terlemeye engel degildi, 48 saat yaziyor, nasil oluyor onca saat terlenmiyor ben anlamiyorum, benim ter bezlerim bozuk olmali :D Mineral bir deodorant denedim en son ondan da birsey anlamadim. Gercekten ise yarayan ve memnun kaldiginiz varsa deodorant önerilerinize acigim... 
5- Garnier Roll on: Göz altlari icin canlilik ve taze görünüm veriyor. Yani göz alti sorunu pek olmayanlar icin harika bir ürün bu, hafif kapaticiligi var. Ikinci kez hic düsünmeden yine aldim, cok memnunum cünkü ;)
6-  Essence, I love Extreme Mascara: Bu rimel hem cok ucuz hem de pahalilardan cok daha iyi. Ben de bir internet sayfasinda memnuniyet yorumlarini okuyup almistim ve oldukca memnun kaldim. Gecenlerde ikinci kez yine aynisindan aldim :)
7- Dove Intensive Hand Creme: En sevdigim el kremleri icinde yer aliyor kendisi, gerek etkisi gerekse kokusu bakimindan ;) Ama baska ürüne de sans vermek icin bu yil el kremimi degistirdim. Yine almayi isteyecegim bir ürün ve tavsiye ederim.
8- Institut Phyto Reinigungsmilch: Birkac yildir kullandigim cilt temizleme sütü olur kendisi :) Bir aralar baska bir tane aldim ama onu kullanamayip cöpe attim yine buna döndüm. Her yönden tam benim cildime göre, kesinlikle denenmeli ;)


Eveeet bu yazimizinda burada sonuna geldik :) Sizlerin var mi bu ürünler arasinda kullandiklariniz? 
Yalniz en güzel ürünü söylemeyi unuttum, gülümsemek :) :P Yüzünüzden gülücügü hic eksik etmeyin :)



5

Hoppi'den Mail Geldi ^◡^


Simdi okuyacaginiz yazinin hikayesi baska bir yazidan basladigi icin öncelikle sizleri o yazimi okumaya davet ediyorum :) ( MoR HoPPi )

Siradan bir gün herzamanki gibi maillere bakarken Spam'a düsmüs bir maili farkettim, spam olmadigini düsündüm görür görmez, cünkü "Hoppi'den sevgiler" yaziyordu...
Hoppi sizlere ne cagrisim yapiyor bilemiyorum ama biz yukaridaki linkini verdigim yazimda da bahsettigim gibi pek severek izlerdik ve evde bol bol o ses tonuyla konusan e$imi dinlerdik o dönemler :)) 

Maili acinca sasirdim, cünkü insanin hic aklinin ucuna gelmiyor sevdigi bir karakteri seslendirenin blogundan bunu okuyup sonra mail yazacagi... O an anladim ki Sevket Bey cok canayakin ve pozitif birisi.
Güzel bir hatira olarak kendisinin mailini sizlerle paylasmak istedim ツ

" Merhabalar :) 
Internet'te daha önce oynattığım kuklalarla ilgili bir bilgiyi ararken blog'unuza denk geldim. Öncelikle tebrik ederim, çok güzel bir blog olmuş.
http://kelebekgibi.blogspot.com/2008/08/mor-hoppi.html  linkinde sevgiyle bahsettiğiniz, ve çok da güzel, örgüden bir örneğini yarattığınız hoppinin hem sesi hem oynatıcısıyım. :)
Emin olun, yıllar sonra böyle güzel bir yazıya denk gelmek, beni o kadar mutlu etti ki; size bir "merhaba" demeden edemedim. 
Hoppi adına, onu sevdiğiniz, ve beni bu saatte bu şekilde mutlu ettiğiniz için bütün aileye teşekkür ederim. 
Yürekten sevgi ve saygılarımla...
Şevket Süha TEZEL "

 Ne kadar icten degil mi, cok mutlu oldum okuyunca :) Esime bahsedince o da mutlu oldu bu durumdan, devamindaki mailde kendisi hakkinda yazilani duyunca da Hoppi sesiyle konusmaya basladi yine :)))

 "Esinizi tebrik ediyorum bu arada, hem yetenegi, hem de eglenceli bir baba oldugu icin.. Kisacik tanisikligimizdan, ve bir kac cumleden anliyorum ki; cok guzel bir ailesiniz. Mutlulugunuz daim olsun... "

Süha Bey'e buradan da cok cok tesekkür ediyorum hem güzel sözleri ve dilekleri icin hem de bir "Merhaba" demeden gecmedigi icin '◡'

Kendisine calisma hayatinda basarilarinin devamini ve herseyin hayirlisini diliyorum ツ
Viyana'dan sevgiler °◡°


Not: Kendisini daha cok tanimak ya da takip etmek isteyenler icin:

5

1 Yılın Degerlendirmesi

Yeni yila girmeden bir gün önce yazmak istiyordum aslinda bu yaziyi... Bugece de icimdeki ses "ayy bu saatte bosver" dediyse de ben ona "ertelemek yok" deyip firca cektim ve buradayim :P:)
(Bu arada bir taraftan Mustafa Cihat- Amenna'yi dinliyorum suan...) 
Öncelikle bu yaziyi tam anlayabilmek icin buradaki yazima da bakmalisiniz, cünkü oradaki dileklerimle ilgili olacak devami...Hangi dileklerim gerceklesmis, hangileri ne sekilde kalmis...vs. buyrun bakalim hep beraber:

1 numara gerceklesti sayilir, cok sükür huzurlu bir yil oldu, saglik acisindan da kalici bir dert olmadiktan sonra iyi diyorum herzaman.
2 numaradaki dilegim kabul oldu zannettim ama yanildigimi gördüm, yani birkac yeni kisiler ciktiysa da sonradan bozuk verdiler...
3. dilegim gerceklesti cok sükür. Ney ögrenmeye basladim, kursa gidiyorum birkac aydir. Dijital makina devrimde sona erdi, önce Canon 450d sonrasi 60d sahibi oldum, bu yolda biraz da olsa birseyler ögrendigimi düsünüyorum (+ kisa bir Photoshop kursu..)  Fotograf sayfasi kurdum, herkesi beklerim :)
4 numara maalesef gerceklesemedi, fotograflarla hasir nesir olali daha da hareketsiz oldum :S
5 numara icin adimlar attik cok sükür, bu yil Mart sonuna plan var insallaaaahh :)
6. dilegim de gerceklesti sayilir, cevremde ciddi bir mutsuzluk yasanmadi cok sükürki.
7. dilegim de oldu, kizim okula sandigimdan daha cabuk alisti ve dersleri iyi gidiyor maasallah :)
8. numarada belki cok minik bir yol katetmisimdir, keske keske daha cok yapabilseydim :/
9 numara gerceklesemeden bitti, babamin pek ici rahat etmedi bu konuda ve annem de gelemedi yasadigim ülkeye :( Insallah bu yil icin kardesimin gelmesini planliyorum, bu defa olur umarim...
10. dilegimdeki konuda birazcik yol katettim bence. Cok dar olan kiyafetlerimi eledim, yani suan giyindiklerim eskisine nazaran daha rahat-uzun ve bol olanlar... Mesela bana small oldugu halde medium beden aldigim oldu... Ya da hep ayni degisik tarz bagladigim basörtümü normal bilindik düz baglamaya basladim, ilk günler cok degisik ve zor gelmisti ama bu konuda vazgecmedim ve coktaaan alistim :)
11 hakkinda yeni birsey denedim mi suan aklima gelmiyor ama daha cok kitap okumaya basladim, bu yönde biraz ilerleme yapabildigim icin mutluyum :) Hatta tek kendim okumadim, kitap okumayan esime de etki ettim, cok sükür o da ara ara okuyor :)
12. dilegimdeki gibi renkli bir yil oldu bence :) Sevgidolu, sürprizli zamanlar yasadim elhamdülillah. 


Bu yazim 2012 hakkinda yazdigim yaziya cevap niteliginde oldu gördügünüz gibi :) 2013 icin de bir yazi yazmak istiyorum ve eger nasip olursa bir sonraki yil da onlar gerceklesti mi onun degerlendirmesini yaparim :) 
Okudugunuz icin tesekkür ederim, dilekleriniz hep gerceklessin insallah.

Sevgiler

8

Happy °◡°



Dogumgünümü mutlu bir sekilde geride biraktim ve biraz bahsetmek istiyorum..
Dogumgünü baba-kiz kahvalti sonrasi biraz disari ciktilar (bana söylemeselerde pasta almaya oldugunu anlamistim :P)...Onlar geldiginde ben de giyinik olacaktim ve birlikte disari cikacaktik yine, cünkü esim "alisveris merkezine gidecegiz, bugün ne istersen alabilirsin, bu defa hediyem böyle olsun" dedi. Ben de "biliyorsun benim müsrif biri olmadigimi ve cok birsey almayacagimi degil miii" diye karsilik verdim ona :)

Hazirlanirken aynadaki yüzüme daha bir alici gözle baktim ve "fena degilim yahuuu" diye düsünüp gülümsedim o an kendime :) Anlastigimiz gibi bizimkiler geldiginde disari ciktik hava öyle güzeldi ki sanki dogumgünüm icin özeldi... Cit pit atan yagmur damlalari, cok soguk olmayan serin bir hava...Disarida oldugum her an mutlu mutlu nefes alip verdim bu güzel hava esliginde :) Kendime Forever 21'den uzun bir ceket sectim, böyle uzun güzel bir ceketim yoktu, hem modasi gecmeyen birsey...Beyaz simli uzun bir kazak aldim (kisin favori kiyafetimdir diz üstü uzun ve bol kazaklar). Baska da birsey almak istemedim :) Oradan yemek yemeye gittik, sonrasi eve geldik.
Evde babasi pasta hazirlarken kizim bana özel minik bir konser verdi :) Önce üzerine kendi sectigi bir elbiseyi giyindi, sonra eline mikrofon gibi tuttugu birseyle "canim annem, seni cok seviyorum annecigim, i love mom...." gibi sözlerini uydurdugu sarkilarla beni cok mutlu etti, o kadar duygulandim ki aglamadan tutamadim kendimi, sevincten aglamak cok güzel... Insan cocugunun büyüyüpte kendisi icin güzel birseyler söylemeye calistigini, cabaladigini görünce nasil mutlu oluyor, dünyadaki en pahali hediye bile bu kadar mutlu edemez bence. Sonra pasta geldi, yedik, ictik...

Sonraki gün ise kafam biraz doluyken ve vesveselerle bogusmakla moralsizken en yakin arkadasim cat kapi gelerek sasirtti beni :) Esimin haberi varmis söylememis :) Elinde teyzesine yaptirmis oldugu kalpli pasta ile harika bir sürpriz yapmis oldu, onu öyle görünce önce bir aglama senaryosu yasadim :P Allah'a cok sükürler olsun böyle bir dostum oldugu icin :) 
(Cok duygusal olmak iyi mi kötü mü bilmiyorum ama bazen aglamazsam icim patlarmis gibi, yani gözyaslarini saklamayi cok beceremeyen biriyim ki neden saklayayim hem, gülmek gibi aglamakta bir duygu degil mi...)
 

Dogumgünümü mesajlariyla, aramalariyla, mailleriyle...vs. kutlayan herkese coook tesekkürler. Iyiki varsiniz dedigim kisiler hep yanimda olsunlar Allah'im, onlarla hayat hep daha güzel cünkü :) Ayrica benim icin dilediginiz tüm güzelliklerin kat kat fazlasi sizlerin olmasini diliyorum :)

*Kac yasindasin soranlara, "30'dan sonrasini saymiyorum" diyorum artik... :P
*Bloguma yazacagim yazilar biriktikce birikiyor, kisa bir süre icinde yine yazmayi istiyorum bakalim sirada ne var...


5

2 Gizemli Misafir


Heyyy siz, evet evet siz ikiniz! 
Ne zaman geldiniz? Hic haberde vermediniz...
Habersiz misafirleri sevdigim pek söylenemez ama bunun sebebi onlari en iyi sekilde agirlamak istedigimdendir...Hazirlik yapmak isterdim geleceginizi bilseydim...
Önce birinizi farketmedim, tek oldugunu düsündüm. Hem de aradan üc gün gecti ikinizin oldugunu görmem icin. Ee yalniz gelmeyi ben olsam ben de istemezdim, yol arkadasi gerek...

Sizi ilk gördügümdeki yüz ifademi hatirliyorumda, nasilda inanamaz gözlerle tekrar tekrar bakinip durmustum öyle, saskin ördek gibi :S Dedimya beklemiyordum hic, aklimin ucundan gecmemisti, birgün geleceginizi bilsem de o günün daha uzak oldugunu saniyordum.

Peki, madem burdasiniz birseyler yapmak gerek simdi?
Bir süre düsünmek gerek, gözden gecirmek gerek elde ne var ne yok diye...
Eldekilerle yetinmeyip birseyler üretmek, eksikleri gidermek gerek...

Bir yerlerde okumustum, siz birilerine gidince Göcme Vakti'ne uyari yaparmissiniz. Ben hep baskalari göcer gider saniyorum, halbuki birgün kendiminde gitmek zorunda olacagimi bildigim halde...

Ellerim bos daha sanki :/ Giderken bos gidemem ki ama ben!
Utanirim, üzülürüm, yanarim...
"Keske" demek istemiyorum sonra, simdiden akilli davranip hazirlikli olmaliyim.
Olmaliyim diyorum ama yapabilir miyim bilmiyorum...
Bunca cirkinligin arasinda bazen öyle zor ki hersey!

Yapmaliyim ama...
 O'nun icin yapmaliyim, O'nu görebilmek icin, O'nun beni sevmesi icin...
Siz biliyorsunuz kimden bahsettigimi, sizi bana Gönderen varya hani...
Beni seviyor mu acaba, keske bir haber de getirseydiniz? 
Ama ben bazen sevdigini öyle hissediyorum ki, ummadik anlarda beni mutlu ediyor. Bazen de benim aptalliklarim yüzünden beni daha sevmezse diye tedirgin oluyorum...

Neyse...

Aynanin karsisinda $akaklarimda  farkettigim iki tel beyaz sac, "Hosgeldiniz".
Kusura bakmayin biraz gec algilayabildim gercekliginizi...


32

Hasta olmak gerek...


Uykuya gitmeden önce sag tarafimda bir sanci baslamisti, önemsemedim ve herzamanki gibi yatmaya hazirlanip uyumaya calistim...Aslinda bu sanci pek hosuma gitmemisti bayagi "ben burdayim" diyordu. Yine de uyumusum cok uykum oldugundan.
Gece tuvalet icin kalktim ve esim yeni gelmisti isten sabah namazini bekliyordu. Sag tarafimda hala daha sanci vardi...Tuvaletten cikar cikmaz kendimi aniden cok kötü hissettim ve oldugum gibi yere oturdum hatta bir süre sonra uzandim oraya basim dönmeye baslayinca...Esim geldi ve beni öyle görünce meraklanmasina kalmadan ben gittim bir yerlere...Bir süre sonra olmaliydi esimin seslerini duymaya basladim uzaklardan "Allah'im yardim et ne olur..." gibi panikli sözlerini...Onu duyuyorum ama kendime gelemiyordum, olanca gücümle konusmaya calistim "vur bana vuuur" diye. Istiyordumki biraz kendime gelmem icin vursun yüzüme falan, o da kiyamiyormus sonradan öyle diyor :P Kolonya falan sürdü derken yavasca gözlerimi actim ama vücudumun sanki cani yok.. O arada doktoru aramisti, onlar gelmeden pijamamin üzerine namaz kildigim etegi giydirdi, kisa kollu oldugumdan gömlek gecirdi üstüne... O an benim umrumda degildi nasil gözüktügüm, ne oluyor bir sekilde o ani yasiyordum... Üstüme sapkali bir hirkasini gecirdi ve basimi örttü o sekil.
Bunlari yaparken nasil tedirgindi ama bir o kadar da olaya hakimdi. Mosmor olmusum bayildigimda ve ölüyorum zannetmis...Agzimi tas gibi kapayinca dilimi yaralamisim...
Bayilmadan uyaninca zaten mide bulantisi esliginde devam etti hersey...
Ambulansta ve hastanede midem yine cok kez bulandi durdu. Doktorlar tansiyon ölcüp kan testi yaptilar hemen, testin sonucu gelene dek orada bir kösede yattim. Nasil üsüdüm anlatamam, üstüme birsey örtmüslerdi ama sanki üstüme kar yagiyor gibi üsüdüm büzüstüm...O arada esim kizimizi kayinvalideme birakmis ve hemen yanima gelmisti hastaneye. Sonuclara göre mikrop kapmisim, iltihap olmusum ve demir eksikligim varmis ki bu zaten arada olan birseydi bende... Ben hastaneye giderken apandisim patladi kesin diye düsünüp ameliyata girecegimi hayal ediyordum hatta. Cok sükür onunla ilgili bir durum yokmus zaten o bayilmadan sonra sanci falan kalmamisti...
Bir süre sonra eve gidebilecegimizi söylediler. Esim yaninda bir cantayla gelmisti ve terliginden muzuna kadar neler hazirlamis o kisa sürede benim icin. Bu kadar tedbirli ve sogukkanli olusuna sasirdim ve mutlu oldum :) Beni kaybedecegi korkusu hele, beni sevdigini biliyordum ama bu olayda bu sevginin ne kadar cok oldugunu bir kez daha görmüs oldum...Rabbime sükürler olsun o oldugu icin.
Giyindim ama yine esimin sapkali hirkayla daginik ve soluk halde geldim eve yolda mide bulantisi hala devam ediyordu ve tüm gün devam etti evde de...Halsizlikten oturamadim, bir yudum su icsem geri geldi, basim agridi hap ictim geri geldi...
Derken abimi aradik, ee insanin doktor abisi olunca böyle zamanlarda aranmaz da ne zaman aranir :P Abim az tuzlu ayran icmemi önerdi, geri gelse dahi yine de icmemi bir miktar dahi vücudumda kalsa faydasinin olacagini aksi takdirde gitgide daha kötü olabilecegimi söyledi ki o durumda serum takilmali sivi ve birsey alinamiyorsa agizdan....O ayrani ictigim andan itibaren mide bulantim gecti ve bayginlik gitgide azaldi. Ama her 10 dakikada bir yudum alarak bitirdim bir bardagi. Kizimin uyumadan önce ettigi dua ya da ayran herneyse iste fayda etti :)
Bugün ayaga kalkabildim ve hafif birseyler yiyebildim minik minikte olsa :)
Ve dünü düsündügümde sanki kötü kara bir kabus görmüsüm gibi geldi. "Bir gün öncesi ve sonrasi ne kadar farkli olabiliyor ey Rabbim" dedim...Yarina ne olacagiz bilmiyoruz, iste hayat ve gercekler hep böyle...
Aslinda rahat aldigimiz her nefes bile öyle degerli ki ya da yiyebildigimiz yemek, rahat oturup yürüyebilmek...Saysak bitmiyor etrafimizdaki sükretmemiz gerekenler...

Hasta olunca sagligin degeri cok daha iyi anlasiliyor, sanirim hasta olmak bu yüzden gerekiyor bazen... Yoksa biz insanoglu herseyi unuttugumuz gibi bu nimetleri de unuturuz.
Cok sükürler olsun ki gecici ve cok uzun sürmeyen bir durumdu. Düsündümde yaa uzun süreli hastalik cekenler ne yapiyorlardir, Allah'im onlara kolaylik ve sifa versin...

Bu da benden bir hastalik ve sonrasi yazisi olsun :) Her zaman sükürle ve saglicakla kaliniz.

14

Teşekkür Ederim


-Bitte
-Danke
....

Viyana'ya ilk geldigim zamanlar bu kelimeleri oldukca fazla duydugumu farkettim: "Lütfen" ve "tesekkür ederim".
Sonra bu kelimeleri bizim milletimizin daha az kullandigini düsündüm...
Gerek aile icinde gerekse toplumda birbirimize tesekkür etmeyi ihmal ettigimiz oluyor degil mi?
Bunu farkettigimden bu yana evde en ufak seylerde dahi tesekkür etmeyi aliskanlik haline getirmeye calisiyorum.
Kizim bana tuzlugu uzatsa, esim bir tabagi masadan kaldirip mutfaga götürse, birisi arayip hal hatir sorsa... gibi seyler agzimdan cikacak iki kelimeyi hakediyorlar tabiki!

Peygamberimizin bir sözü geliyor aklima bu konuda: "İnsanlara teşekkür etmeyen Allah'a da şükredemez."
Ne güzel demis gül kokulu Efendimiz ve bizi tesekkür etmeye tesvik etmis...

Allah'a sükretmek...
Bunu hic kimse hakkiyla yapamaz sanirim... Cünkü sükretmemiz gereken neler var neleeer. Farkinda olduklarimizi bile saysak o kadar uzun bir liste olurki... 
Bir de farketmediklerimiz var. Gözümüzün önünde olup farkedemediklerimiz...

Ramazan ayinin son günlerindeyiz. 
Bu ayi faydalanmaya calisarak gecirenler eminim cok daha iyi farkinda oluyorlardir sükrün hayatimizdaki yerini... Önümüzde bol cesitli sofralar, buzdolaplarimiz dopdolu, sadece aksama kadar ac kalacagimizin bilincindeyiz oruc tutarken. 
Ya buzdolabi, sofrasi, karni bombos olanlar... Onlarin bir vakitleri de yokki o vakti bekleseler yemekleri olsa...Belkide hergün oruc tutmak isterlerdi bu durumda...

Ac olan kardeslerimizi de düsünelim hep, dua edelim, elimizden geldigince maddi olarak destekleyelim insallah. Üstelik sadece onlara degil kendimize de birseyler yapmis oluruz. 
Her iyilik elbet birgün geri dönecek bizi bulacaktir yine.


Bu konuya deginmeyi kac gündür istiyordum, bugüne kismet oldu.
 Hepinize cok tesekkür ederim, yazimi okudugunuz ve hep buralarda oldugunuz icin :)


Not: Bayrama Salavat Kumbaramizdaki son durumu ile birlikte dua yazisi eklemek istiyorum insallah. Kimler hala sayi vermek istiyor?

 
24

♪ Maher Zain ♫

Bazen benim icin önemli olup "neden bunu hala yazmamisim :S" dedigim konular oluyor ve bunlar zamanla birikiyor kaliyor öylece... Mesela örnek verecek olursam, kac yillik blogcu olmama ragmen daha bu yil abimden bahsetmis olmam...Ya da nerdeyse hergün dinlememe ragmen Maher Zain'le ilgili yazmamis olmam.
Iste tam da konu bugün bu ---> Maher Zain

Bundan 2 yil önce yine bu aylarda baslamisti onu ilk dinleyislerim...Cok zor dönemlerdi benim icin. Onun "InsaAllah" parcasi yüregime umut saciyordu.
Sonra her sabah okula uyanirken "Elhamdülillah" parcasiyla gözlerimi aciyordum. Bilerek onu kullaniyordum, o güne gözümü acabildigime sükretmek icin...Artik kizim bile alismisti sabahlari bunun bizi uyandirmasina ve bir müddet dinlememizi istiyordu cok acelemiz olmadiginda :)

Sonra iste baktimki onun müzikleri benim ruhuma merhem gibi, ilk albümü olan "Thank You Allah"'ta bulunan diger parcalarida dinlemeye basladim, hepsi insanda aliskanlik yapacak türdendi bana göre...Bunca zamandir dönem dönem takilip kaldigim sarkilar muhakkak olmustu ama bunlar onlardan farkliydi. Hissedebiliyordum dinlerken, dünyayi bir süreligine unutturuyordu bana, yüregim kizginsa yumusatiyor üzgünse su serpiyor ferahlatiyordu...

Bu yil cikan "Forgive Me" albümünü duyar duymaz bir an önce dinlemek icin sabirsizlandim ve bir süre sonra albümünü Itunes üzerinden satin aldim, doya doya dinliyorum artik :P
Kizimin yeni albümdeki favorileri "My little Girl" ve "Number one for me".
Ben ayirmak bile istemiyorum, hepsi güzel mesajlarla dolu; Allah'i hatirlatiyor, Peygamberimizi hatirlatiyor, sevgiyi, savaslarin olmamasini, umudu, duayi...
Bu arada zaman icinde kizim ve esimde benim sürekli dinlememden dolayi sevdiler ve kendisinin hayrani oldular :P

"Birgün keske konseri olsa da gitsem" diye hayal ederken bu yil Viyana'da düzenlenen Tuna Festivali'ne gelecegini duyar duymaz cok sevindim :)

Maher Zain'in 23 Mart 2011'de dünyaya gözlerini acmis olan ve ona babalik duygusunu yasatan kizi "Aya Zain" icin bir tshirt süsleyip konserde vermeyi düsündüm. (Bu arada kendisi de 16 Mart 1981dogumlu...)
Konser günü geldi catti ve erken yer kapmaya calismadigim halde ya da organize edenlerden biri tanidigim olmadigi halde en ön siraya oturabildim :)

Sonrasinda kizima hediyeyi sahneye dogru uzatmasini söyledim, yoksa belki veremeyip elimizde kalir dedim..O da bir cesaret uzatti ama yüksek olan sahneden beri Maher onu göremeyince aglaya aglaya geri geldi bizim minik hanim :D Bunu gören bir görevli bayan tam ben kizimi ikinci kez gitmesi icin ikna ederken geldi ve elinden tuttu önce menajere sordu ve bir parca bitince sahneye dogru yol aldi kizim :)
Onun sahneye cikacagini hic hayal bile etmemistim :P Orada süzüldü, büzüldü, utandi, bayagi bir heyecanlandi...Maher Zain önce ismini sordu ama cvp vermedi. Baska zaman yine imkani olursa bu defa konusacakmis öyle dedi bakalim :) Ayrica tshirt paketinin yaninda kizimin o gün ben giyinirken cizmis oldugu resimde vardi, bana gelip "Anneee bunuda Maher Zain'e götürelim lüüütfen" demisti ve almistik yanimiza, cok icten vermek istemis olmaliki verebildi :)


Ve günün sonuncu güzelligi ise normalde imza merasimi falan yoktu, hatta "bosuna beklemeyin bugün imza dagitimi yok" dediler ben yinede biraz bekledim ve korumalarla cikip arabaya dogru yol alan Maher'in yanina yaklasmaya calistim imza alabilmek icin, korumalarla biraz ite kaka olsa da...Pespembe rengiyle gönlümü fethetmis olan Ala Dergi'nin ajandasi sayesinde farkedildim ve elimden aldi ajandayi imzaladi yürürken :) (Bu kisimda Ala Dergi Avrupa'dan Gülseren Hanim'a tekrar tesekkür etmek istiyorum ajandayi imza icin yanima almami önerdigi icin...Ayrica birseyi daha belirteyim Ala Dergi'nin Haziran sayisinda Maher Zain ile röportaj var, belki okumak istersiniz...)

Kendimi o günün en özel kisisi hissettim, Rabbim nasip etti cok sükür, güzel ve heyecanli bir gündü :)
 
Imzasini cok begendigimi ekstradan söylemek istiyorum, "Remember Allah always" ❤


 ♪♪ ♫♪ ♪♪ ♫♪ ♪♪ ♫♪


17

Postaci gelmis hosgelmis, ne getirmis :)

Bir heyecandir gidiyor :)
Önceki gün ben Maher Zain konserine bir gün kaldi diye beklenirken öyle, birde üstüne günümü dahada güzellestirmis olan bir posta geldi Istanbul'dan :) Internetin sayesinde tanimis oldugum nadide insanlardan biri olan Nazan abla, rahat durmamis ve bana sürpriz yapmak istemis :)
Paketi acarken actikca icinden devami geldi, paket paket bir sürü...Kalpli kutuda ise kizima özel gönderilmis birseyler, ben kutuya göz koyduysamda Nazan ablanin uyarisi yüzünden vazgectim :P Dokunma dedi, ee bende abla sözü dinleyen biriyim :P

Aciyorum bir paketi, kalem cikiyor mesela, "wooow coooool" diye konusuyorum kendi kendime :P Sonra devamini acinca gözlerim doluyor, "Allah'im sen bana ne güzellikler lütfediyorsun böyle" diyorum...
Mektubunu okuyunca zaten hepten duygulandim. Insan kendini öyle özel hissediyorki, hele o pakete katilmis sevgiyi anlamak, özeni görmek...Tarif edilemeyecek duygular bunlar ve cok sükürler olsun ben bu duygulari yasayabildigim icin. Nazan abla'nin güzel yüregi ucurdu beni bir süre dünyadan :) Allah'im razi olsun kendisinden ve bana vermis oldugu mutlulugun cok daha fazlasini bir sekilde o da yasasin insallah :)

Merak edenler icin postamin icerigini paylasiyorum herzaman oldugu gibi :)
Kizimin kutusundakiler, püsküllü canta bir harika :) Eti Pufflarin biri benim mideye indi :P Tokalar cok sevimli. Yüzük ise Nazan ablanin kizi Kaldera ile yüzükdas olduklarini bildikten sonra daha özel oldu bizim icin :) Shake'i afiyetle ictik bile :)
Bana gelen güzellikler, yüzük, ayna, esans, islemeli mutfak pecetesi (evimdeki en güzel pecete olma ünvanini aldi bile :P), kahveler( icecegiz daha esimle..), Istanbul (Cami, Türkiye...) özlemlerim gitsin diye yapistirilabilen bir resim, kalemime bakin hele (yazmaya kiyamamki.:P), aynamin bir tarafi kopmus (sanirim paketi acip kontrol ettikleri icin, hirpalamislar biraz...), bir de lale seklinde kolye (zinciri kopuktu sanki yani kolye ucu gibi birsey yoktu takmak icin bende evden bir tane takarim diye sormadim Nazan ablaya).

Cok mutlu oldum cooook :) Tesekkürler kendi güzel, yüregi güzel insan

Suan, muhtemelen bir sonraki yazilacak olan, Maher Zain konseri konulu yazi icin heyecanliyim :) 
Mutluluklarimi paylasmayi seviyorum, sizlerede yansisin ve cogalsin diye :)

***********


Bu arada kisa bir konuyu daha duyurayim, Cati Kati Ilkayimizin düzenlemis oldugu Kedi Dili Pasta yarismasina bende katilmistim, oy vermek isteyen olursa ya da tüm katilmis olanlarin fotolarina bakmak icin Facebook Sayfasindaki albüme BUYRUNUZ. (En sondan bir önceki, ekledigim fotodanda bir karesi bulunan Collage benimkisi...)


6

Mark evlenmis, iyi etmis :)

Normalde magazin haberi türü seyler pek yazmam...
Ama Suri Cruise, Emrah, Steve Jobs...vs gibi istisnalar olmadi degil.
Beni etkileyen birseyler olmali eger yaziyorsam ki bu yazimda da bir evlilikten bahsedecegim.


Nerdeyse hepimizin kullandigi Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg evlenmis, ne diyelim bir yastikta kocasinlar :P Isin hosuma giden kismi, bu evlendigi kisiyle 9 yildir falan berabermis. Yani bu adamin hayatinin bundan birkac yil önce degisip dünyanin en zenginleri arasina girdigini sayarsak, bunu herkes yapmazdi diyorum. Millet parayi bulunca karisini bosuyor, cocuklarini birakiyor...vs. Mark ise 9 yillik kiz arkadasiyla evleniyor, güzel degil mi sizcede?
Evlendigi bayan Priscilla Chan ise daha yeni Tip Fakültesinden mezun olmus ve sonrasinda evlenmisler.
Mutlu bir yasam diliyorum kendilerine :)

Bu arada Facebook demisken sayfamiza bekliyorum sizleri...Beni daha yakindan takip etmek, cektigim fotograflari görmek, mutlulugumu-üzüntümü paylasmak... kisaca daha cok iletisim icin :)

Mutlu haftalar ツ

19

Bir zamanin "ablasi" simdi oldu "ilkokul cocugu"


"Günaydin Can- Sevgili ablacım selamün aleyküm ve günaydın...iyi olmanı diliyorum yüce tanrıdan...Sevgili ablacım benim ziyaretçi sayım 30'u geçmiyor yeniyim....."

Bana gelen ilk maili yukaridaki gibi baslayan ve devam eden kisi aradan zaman geciyor ve gecenlerde bana ansizin asagidaki gibi bir mail yaziyor:

"Saka gibi!
Bu hali sürdüreceğim sanma ilkokulda değiliz!...
...bloga adımı attığımdan bu yana rekabet ve nispet içindesin neden?...
...boyle seyler yaptırma bana hem beni hem kendini bozma..."

Yazmayacaktim ama yinede bu konuyu buraya yansitmak istedim ki siz de biliniz, insanlar herzaman gercek yüzlerini göstermiyorlar! 
Aslinda bu kisi bana kendi düsüncesini yansitmis, yani o rekabet icindeymis megersem ki durup dururken benim öyle oldugumu iddia ederek bunu göstermis oldu, icindeki cirkin duygulari...(Mantik var, ben yeni bir blogcuyla neden rekabet edeyim ki hem? Rekabet edecek olan daha yükseklerde birini secer kendine! O da artik neyin rekabetiyse ve neden oluyorsa...)
Gerek reklam panosunda gerekse birkac yazimda linkini verip yardimci olmak istedigim biri neden bunu yapar...(Bu olaydan sonra linkleri blogumdan kaldirilmistir)

Bense "Heeeeee" bu ne simdi der gibi kocaman gözlerle defalarca okudum maili, hatta geri sordum "bu mail yanlislikla bana gelmis sanirim, birileriyle sorun mu var" diye...Aldigim cevap hos degildi. Sezgileriyle hareket eden, hic kalbini ve mantigini ortaya koymadan yazmisti belliki! Cünkü ne cürrettir bu, bir sohbet etmisligimiz bile yoktur, yapilan cok cirkin birsey!

Demekki neymis, bazi güzel yazili-huzur verici gözüken bloglarin sahibinin ic yüzleri belki baska olabiliyormus! Birde üstelik insan beklemiyor böyle kisilerden agzinda "Besmele" var diyor...
Ben yinede ismini verip onun gibi olmak istemedim, sadece konuya degindim ki özellikle yeni blogculara bir uyari olsun bu yazim!

Blogumu bu gözle takip eden varsa, yolu biliyor --> cikabilir!...Böyle kisilerle paylasacak hicbirseyim yoktur!

Bana samimi insanlar yeter (✿) 

30

Pembeler ve sürpriz mektup


Her bayanin pembe renk birseyleri vardir diye düsünüyorum :)
Böyle ufak tefek mutluluk verici seyler...

Iste bende son zamanlar sahip olduklarimdan birkacini göstericem sizlere :)


Sakiz otomatini hep sevmisimdir, Facebook Sayfamizdakiler bilirler, benim olsa diye diledigim seyleri eklerim bazen oraya, bir sakiz kutusuda eklemistim daha önce, esimde bir yerde önümüze cikinca hemen bana almak istedi sagolsun :) Birde yaninda baktik aynisinin yavrusu var, bu da kizimizin olsun dedik :)
Yalniz benimkinde parasiz ya da para atilipta sakiz alinabiliyor, paralar altinda birikiyor ;) Bukadar dolu sakizi nerdeyse bir iki haftada yariladim bile, bilgisayar masamda gözümün önünde oldugu icin, birde cevirmesi ve sakizin düsmesi hosuma gittigi icin... :D

Yanindaki pembe miknatisli ayakta duran kalem ise müsterisi oldugum bir mobilya magazasinin hediyesi :) Cok yazmiyorum kendisiyle bitmesin diye :P

Onun yanindaki ise bir kafes :) Bunu gördügüm an vuruldum, birde indirimde oldugunu görünce hic düsünmedim bile...Bir mumluk kendisi, icinde kücük mum yerlesme yeri var ama ben son zamanlar cok severek yedigim tadimlik milka cikolatalariyla dolduruyorum. Cikolatali kafese esimin ve kizimin üsüstügü zamanlar olmuyor degil, iyiki paylasmayi seviyorum :P

Hep gözümün önünde olmali böyle cici bici seyler :)

Pembelerden bahsetmisken esimin Elif Safak-Ask kitabini okurkenki bir görüntüsünü eklemek istedim :P "Pembe kitap sana pek yakisti" dedim ona birkac kez :P Okudu, bitirdi ve begendi kitabi :)

Simdi bu pembelerden sonra bir güzellik daha paylasacagim sizlerle ki beni cok mutlu etti :) Insan sabah uyanir ve postacidan bir paket alip dogru yataga geri gidip (ailece) paketi acip sasirir kalir mi :) Kaliyormus :P Yalniz kizimin paketi parcalayacak gibi acele etmesine benim heyecanim ve esimin meraki karisinca, halimiz cok komikti :P

Beklemedigim anda bir sürü güzellik cikti karsima, resmi tiklayip yakindan görebilirsiniz...
(Icten yazilmis bir mektup ♥, bluz, kalem, misvak, nikah sekerinden, anahtarlik, post-it, kitap ayiraci, al beni, kina, parfüm testleri, bisküvi gibi küpeler...)

Sevgili Cilekli Süt'e buradan da tesekkür etmek istiyorum, beni mutlu ettigi gibi kendiside daha güzelleriyle mutlu olur insallah :)

14

Bruderherz (Dear Brother)

Bir önceki yazida kardesimin bahsi gecmisti, sirada ise abim var. Ama merak etmeyin ondan sonrada diger aile fertleriyle devam etmeyecegim :P
Aslinda cook gec kalinmis bir yazi olacak bu...

Abim deyince aklima ilk gelen olaylardan biri beni kücükken balkondan asagi atmasidir :D Neyseki bir katli köy evi oldugundan ciziksiz kurtulmusumdur ama o düsüs anini unutmadim, minicik bir kat bana düserken nasil upuzun gelmisti :S Ben simdi bu aniyla basladim ama iyi etmedim, cünkü devamida gelip yazi uzadikca uzayabilir o nedenle kesiyorum ve asil konuya girmek istiyorum.

Kendisi doktor ve Mart-Nisan gibi de "Nükleer Tip Uzmani" olarak devam edecek is hayatina...Daha acilali cok olmamis olan sayfasi: Dr. Fatih BATI

Abim, Genel Yayin Yönetmenligini kendisinin yaptigi bir TIP Dergisi cikardi (ilk sayısı 14 Mart 2011 tarihinde yayımlanmıştır). 
Derginin kadrosunu ülkenin bircok Tıp Fakültesi , Egitim Araştırma ve Devlet Hastanelerinden katilimli Ögretim Üyeleri, Arastirma Görevlileri, Uzman Doktorlar, Pratisyen Hekimler, Tıp Fakültesi ögrencileri ve Saglık personelleri olusturuyor.
Dergi yilin cift aylarinda; ayin 1′nde ve  14 Mart Tıp Bayramı özel sayisi olmak üzere yilda 6 sayi ve 1 ek sayı olarak yayımlaniyor. Basili yayin sürecine kadar sadece internet üzerinden ve tam erisim olarak bedava sunuluyor ;) Bunu paylasmak istedim cünkü inaniyorum ki dergi bu alanda olanlarin yahut ilgilenen kisilerin isine yarayacaktir ;) 



Abime islerinde kolayliklar ve basarilar diliyorum. 

( Beni balkondan atmasina, bademcik ameliyati oldugunda ona gelen ivir zivirlariyla hava atmasina, bana cesitli takma isimler takip sinir etmesine, birinci sinifta ögretmenden yedigim o tokat esnasinda beni korumamasina, yatili okullarda okuyup bana abilik edecek zamani bulamamasina ragmen seviyorum onu :P )

8

O'nu Beklerken


Dün aksam Viyana'da ki ilk Türk tiyatro ziyaretimi gerceklestirdim :) 
(Bu siralar ilklerle gidiyor degil mi, ne güzel...)
Tiyatro izlemeyi hep cok sevmisimdir, duygu yogunlugu, büyük bir hissiyat demek benim icin...

Peygamberimizin dogumgününe özel iyide oldu oraya gitmemiz. 
Sadece tiyatro gösterisi zannetmistik ama cok daha güzeldi...

Öncesinde Kur'an-i Kerim okundu, devaminda salavat ve 99 isim...
Dinlerken tüm bedenim ürperdi, o sesten gelen dalgalar direk icime girmis gibi titretti beni. 
Vee tabiki duygulanmamak ne mümkündü...
Sonrasi (ismini unuttum) bir Prof. Dr.'un sohbeti vardi. 
Peygamberimiz nicin gönderildi? Diger peygamberlerden farki nedir? O dünyaya gelmeden önce dönem nasildi? Vee onun en göze carpan güzel özellikleri...(ki burada yine ben sulu gözlerimi tutamadim. O nasil bir mübarekmis, insan birde kendine bakinca utaniyor...)

Devaminda 20 dk. mola verildi, atistirmak icin Büfe vardi. Birde Divan Kitabevi'nin kücük bir kitap standi. Bende orada görünce hemen "Askin Gözyaslari 1 - Sinan Yagmur" kitabini aldim, bu sira yeni bir kitaba baslamak istiyordum ve bunu birkac kisi önermisti.

Neyse mola bitti ve O'nu Beklerken isimi tiyatro oyunu cok dikkat cekici sekilde basladi...Izlemekten hic kopmuyor insan, devamini bekliyor öyle. Oyuncularin performansina diyecek yoktu. 
Benim gözler yine suluydu...(Yani nerdeyse tüm gece elimde mendille oturdum orada...) 
Özellikle Peygamberimizden önceki o dönemde kiz cocuklarinin utanc verici bir unsur olup diri diri gömüldügünü izledigim sahnelerde cok etkilendim. Bende bir kiz cocugu annesiyim, o dönemdeki annelerin acisini düsünemedim...
Bunlar hepsi yasanmisti, hikaye degildi. Insan gercek olduguna inanmak istemiyor...

Sahnede Arabistan yarimadasindaki putperest müsriklerin batil inanclarinin trajik komik halleride yer aliyordu.
Son sahnesinde ise Peygamberimizin dogdugu ani sahane sekilde sundular.

Tüm oyunculari tebrik ediyorum, yapimda emegi gecenden Allah razi olsun. 
Böyle örnek daha nice oyunlar sergilenmeli diye düsünüyorum...
 (Bir konsere yahut baska seylere 20-40€ veriliyor. Üstelik bu organizasyonun girisi ise sadece 10 € idi..)
Tiyatro olmasa bile o ilk Kur'an-i Kerim ziyafeti icin bile degerdi gitmeye.

Eve gelince mutluyduk esimle (iyiki gittik diye). 
Kayinvalideme de cok tesekkür ettik kizimiza bakip bize bu imkani sagladigi icin.

Allah'im hepimize Peygamberimizi örnek alarak yasamamizi nasip etsin insallah.


16

Başkaları "KILIBIK" desin, biz "SüNNeT" diyoruz.

Aksam neredeyse biriyle tartisiyordum...
Sebebi, sacmalamasi ve güya karsidakini zor duruma düsürüp kendi erkeklik derecesini yükseltme cabasi...
Bu kisi kendi esiyle bu yönden sorunlar yasiyor. Yani bir-iki saat bir yere gitse gidemiyor esini evde birakip...Katiyyen izin yok kendisine. Ancak bayanin calistigi günler belki...
Esim arada onlara gider evin bayani calistigi zamanlar, Playstation oynarlar falan, ben evde olayim olmayayim bu degismez, cünkü bazen arkadasina gitmeye hakki vardir tabiki, bu konuda sevmiyorum abartili sekilde kisitlamalari...Hos degil!
Bizim böyle durumlardan hic sorunumuz yok cok sükürki, evliligin ilk zamanlari belki olmustur...
Aksam laf acildi biryerlerden, o kisi Light falan filan birseyler demeye basladi esime. Bende "sen bizi taniyorsun, böyle olmayan durumu böyle göstermen hic hos degil ki biri varsada böyle o sensin" dedim ona, "hadi birgün esin evdeyken birakta bize gel bizde oynayin" dedim. "Yapamazsin cünkü izin cikmaz" !

Izin almasi adama cok dokunuyor, gururunu incitiyor ve bunu bu sekil baskasina yükleyerek disa yansitiyor. Bu duruma gicik oldum acikcasi!
Resmen iki yüzlülük dedim yaptigina, kendini olmadigi gibi göstermeye calismak baskalarinin icinde ve esime takilip aslinda kendi oldugu gibi oldugunu iddia etmesi...
Sonra bakti pek sacma kacti dedigi "saka yapiyorum yaa" falan demeye basladi...

Ben ama biliyorum bu konuda sorunu oldugunu ve aslinda saka degilde bir nevi kendini kanitlama cabasinda oldugunu...Ama evde baska disarida baska olunmasi nereye kadar...

Böyle bu tip kisilere herzaman gicik olmusumdur. Esine ev islerinde yardimci olan, yemek yapan, bir yere gidip gelirken söyleyen...vs. kisiye KILIBIK denilir mi yahu! Bu yakistirma aliskanliklari zayif olanlarda ters tepki yaratip arkadaslarinin icinde kendini düsük görme duygusu olusturabilir zamanla...
Ama esim gibi ne yaptiginin farkinda bir insan ise sünnet olan seyleri yaptiginin bilinciyle takmaz bile o ayri.

Peygamber efendimizin hayatini okumaya davet ediyorum böylelerini.
Yapmiyorsaniz yapanla ugrasmayin kardesim! Kiskanmak bu!

Esimin bana yaptigi her olumlu davranisinda ona fazlasiyla benimde daha özenli olmami sagliyor, bu karsilikli bir devir daim oluyor.
Son olarak bu konuda su yaziyi kopyaliyorum, kisa ve net:
Hanımlarla olan münasebetlerde KILIBIKLIK diye kaçınılan birçok davranışları EFENDİMİZ(s.a.v.) bizzat yapmıştır. Bütün kötü hasletlerden münezzeh olan EFENDİMİZ(s.a.v.)’e o kelimeyi –eğer kötü mana verilecekse- değil kullanmak, fikrimizden geçirmekten bile hayâ ederiz. Başkaları bu davranışlara "KILIBIK" desin, biz bunlara “sünnet” diyor başımıza taç ediyoruz.
Bir sünneti yapma şerefi, fazileti ve sayamayacağımız ebedi nurları, maruz kalınacak hakaret ve aşağılama dolu bir kelimeye -güya- utanılacak bir duruma değişilir mi? Elbette değişilmez.
Ehl-i sünnet insanlar, değişmek şöyle dursun, sünneti yapmaktan bahtiyar olurlar...
13

"Sigara böreği" demeyin bana

Sigara böregi...
Ee ne olmus börege, cok severek yeriz degil mi?
Yaa börege birsey olmadida benim gicik oldugum bir husus var burada.
Niye sigara böregi?
Malzemelerini biliyorum, bolca yapiyorumda, icinde sigaraya ait hicbirsey yok...
Seklinden desek, bu olsa olsa puro böregi olur diycem!
Hem dünyada, lügatlarda baska bir isim yok mu ki, kalmadi mi?
Eminim böregin agzi olsa konusabilse o da sikayetci olacakti bu durumdan, ben onun adina yaziyorum :P
Bu ismi veren kisiyi hayal ettim gözümde...
Cok sigara icen, disleri artik sigaradan sapsari olmus, dis temizligi neymis umrunda olmayan, yediklerini mümkünse sigaraya benzetmeyi seven...

Ben bunu daha önce farketmedim bile rahatsizlik vermemisti cünkü agiz aliskanligi olmus "sigara böregi" diyordum bilincsizce.
Benim 5 yasinda kizim var, cocuga "kizim gel sigara böregi ye" demenin ne denli yanlis oldugunu bu yil farkettim daha... Resmen cocugun aklina, kulaklarina sigarayi asilamak bu. Bu böregi seven cocuk sigaraya sempati bile duyabilir...
Benim icin öyle bir isim yok, birkac aydir cok dikkat ediyorum söylerken...
"Rulo börek, cubuk börek" koydum ismini...
Kizimada acikladim bunu, sigara sagliga zararli birsey, bu ismin güzel bir börege yakismadigini...vs.
Birkac defa yine "sigara böregi" kacti agzimdan, kizim beni düzeltti hemen (maasallah) "Anne rulo börek mi" :)

Sigara icmeyen biriyim ve hayatima hicbir sekilde dahil etmekte istemiyorum! Esimde cok sükür 4-5 aydir sigarasiz saglikli günlere gecti :) Üstü basi daha güzel kokuyor :) Bunu senelerdir dilemistim, kendi istemeyince insan birinin tesviki yahut zoruyla olmadigini anlamis oldum...

Back to Top