15

imzali kitabim oldu


Bugün güzel bir haftaya baslama karari aldim, kötü haftasonundan sonra...

Kizimla giyindik güzelce ve alisverise ciktik, kendimize cicek bile aldik. Niye cicek bekleyelim ki, kendimiz alabiliyoruz iste...Cicek alirken satici sordu " cocugun kres ögretmenine mi bunlar" diye. "Hayirr kendimize, öylesine" dedim bende :) Illa sebep mi olmali, Ramazan ayinda evimde cicek görmek istiyorum bütün ay boyu, iste sebep :P

Sonra postaya baktigimizda birde ne görelim, pakeeeeeet :) Sevgili Seineb'tendi.

Kizim artik alistiya benden heyecanliydi, " anne ben acayim mi " diyor birde :D Paket acilmisti ve sonra posete gecirmisler öylece, birsey kaybolmamistir sanirim, bayagi dolu doluydu cünkü :)

Önce kizimin takilarini gösterdim ona, hemen takti, birde diyor ki disarida " Anne insanlar kolyemi görünce sasirir heee" :D Cok sevdigini anladim buradan ve hemen takmasindan :)
Yildizli tokalarida cok süslü :)
Sonra kelebekli anahtarligi ve brosu gördüm, cok hoslar ;) Brosun rengi cok hosuma gitti.

Vee kitabi elime aldim (Söz Yangini - Senai Demirci), öyle bir ismine arkasina baktim ettim ve bloguma eklemek üzere resmini cekmek istedim.

Resimden sonra " eee hani benim mektubum ama " diye düsünmeye basladim. "Seineb mektup yazmadan durmaz, düstümü ki" diye düsüncelerle kitaba bir göz atayim derken kitaptan cikti mektup. Asil mektubu okuyunca cok sevindim, cünkü zaman ayrilmis, yaziya dökülmüs o güzel duygular beni mutlu ediyor en az hediyeler kadar. Seinebim yazisini kötülüyor ama hic öyle degil, inanmayin :P

Kitabin ilk sayfasinda ki imzayi ve notu Seinep yazdi zannetmistim mektubu okuyana dek ama kitabin yazari olan Senai Demirci'ye aitmis :) Yani benim icin imzalanmis, bu bir jest oldu bana yaa, cünkü hic yazardan imzalanmis kitabim olmadi bu zamana dek :) Bir ilke imza attin Seinebcim :)

Ama o yaziyi tam anlamadim iste :P "Sultan'a gül olsun, dur sen" ? :S

Pamuk sekerim cooook sagol, güzel baslangic icin adim attigimiz günümüze nese, mutluluk, samimiyet ve heyecan kattin :) Ilk firsatta cevabini yazacagimdir ;)
15

El ele

Sevenlerim oldugunu görmek mutlu edici (asagidaki yazi icin), sagolun blogumun renkleri :)

Herseyi bir tarafa atip güzel birsey paylasayim o halde sizlerle ;)
Yemekler erken yapilmisti ve iftar saati bekleniyordu ki birsey yapsamda vakit gecmis olsa dedim ve dikis makinasini aldim önüme. Parcalar vardi kullanilmayan kiyafetlerden, oyuncak gibi birsey dikmek istedim. Aslinda amacim önce kagit üzerinde tasarlamak sonra calismakti. Elime kalemi alip bekliyorum öyle, yani bu cogu seyde böyle sanki, ben plana göre calisamiyorum arkadaslar ama böyle calismak istiyorum aslinda...Biri bana planli yazip cizip yapmayi ögretsin ? :S

Durum böyle olunca tabii, makasla kumasi elime almak düsüyor banada. Bir kafa ve bir gövde kestim, sonrasinda ayak yapmak istedim aslinda, yanlara diktigim kollarin yerine. Dikerken yana yerlestirdim öyle ve hosuma gitti :) Aslinda ipten sac..vs dikecektim sade kalmasini istedim.

Bu dostluk bebegi olsun yanlardan tutmak icin :P

Yahut bir yere asmak icin kollarindan :)

Kizim oyuncak bebeklerinin sirtina takti canta gibi de degerlendirdi :)

Bu kocaman yapilip gövde kisminda uyunulabilirde ;)

Bu oyuncagin hayata gelis hikayeside böyle iste.
Sonrasi bir baktim iftara az kalmisti ;)
17

Oldu mu simdi...

Dün sevincten agladim, ne kadar güzel bir duygu bu!

Aglamanin hep böylesini yasasam keske diyor insan...

Ama hayat ve insanlar öyle anlatilmaz birseyki...Ikiside karmakarisik!

O dün sevincten aglatan bu gecede üzüntüden aglatti...
Yani dünki sevincin üstünede oldu mu bu simdi diyesi geliyor insanin...

Duygularimi anlatmam zor suanda.

Sadece diyorum ki muhallebili kadayifin üstüne bu aci biber gitmedi, midemi bozdu...

Yarin ne olur bilinmez!

Hayat garip, insanlar garip...
12

Bitmeyen Yemek

Ramazanda oruc tutuyoruz, günboyu ac kaliyoruz, peki orucumuzu güzellestiriyor muyuz? Bu gece Hülya Konar'in önerdigi bu ruhumu rahatlatan melodi esliginde bunu düsündüm...
Oruc nasil güzellesir ki?
Bence normal günlerde yapmadiklarimizi da yapmaya calismak, tabiki bunlar güzel seyler olacak.
Daha cok sadaka vermek, daha cok cocuk sevindirmek, iftar davetleri, belki komsumuza o aksamki iftar yemegimizden götürmek bir tabak...
Yollarda yanindan gececegimiz kisilere tanimasakta selam vermek...
Evimizde, is yerimizde daha güleryüzlü, anlayisli, kibar olmak...
Daha cok af dilemek Allah'tan. Daha cok sükretmek.
Üzerinden günahlarin paslarini atip söyle silkelenip kendine gelmek...
Yani sadece ac kalmayalim...
Birazda insanlik yemegini pisirelim :)
Bu yemegin tarifi ilk gördügümde hosuma gitmisti ve sizlerle de paylasiyorum ;)


Kullanilacak Malzemeler

Bir ölçek günaydin,Iki ölçek iyi günler,Birazcik ilgi,Bir tutam anlayis,Bir tutam tebessüm,Normal ölçüde nezaket,Bir tatli kasigi tolerans malzemeyi iç dünyanizdan alin.

Yapimi

Yikamaniza gerek yok, temizdir.
Gönül teknenizde yavasça karistiriniz;Kokusu her yaniniza sinince duygu serbeti ekleyiniz.
Karisimi hayal tabaginin üzerine yavasça bosaltiniz;
Üzerini sevgi marmeladi ile süsleyiniz;Birkaç parça gökkusaginin renginden de serpistiriniz.
Gün boyunca afiyetle yiyiniz.
Sadece kendiniz yemeyiniz, herkese veriniz;Çünkü paylasildikça çogalir bu yemek.
Afiyet olsun :)
10

Annemle Firar

Annemle bir hadisemiz aklima geldi bugün ve gülümsedim :)

Bizim hastaneden firar etme gibi bir olayimiz olmustu :P Olayi bastan alalim: Simdi benim bas agrilarim oluyordu ara sira...Bunlarin bazilari gercek bazilari ise isten kaytarmak icindi sanirim :S :P Annem dedi ki "hadi seni iyi bir yere götürelim muayene ettirelim, zirt birt basin agriyor". Bende ikna oldum demekki gittim. Beni taa Tip Fakültesi'ne götürdü ki bizim eve bayagi bir uzakti orasi, ilceden ile gidip oranin da taa neresinde...
Doktora anlattik, bakti etti. Birde arada bayilma durumlarim olurdu ama genelde durduk yere degil, ya discide, ya hastane ziyaretinde, ya asi olurken, ya kan görünce :D Doktor hepsini bir dinledi ve anneme öyle tepki verdiki " Kiz cocugu bu, neden sikayeti olunca hemen getirmiyorsunuzda..vs. " bir sürü söylendi. Bize beklememizi, kan tahlili yapacaklarini söyledi. O an ben tirstim, kan man falan yani...Annemde herhalde doktoru sevmedi, "hadi gidelim" dedi bana. Bende dururmuyum hic :D Gidis o gidis, sonra nedense sikayetlerim olmadi pek :D

Birgün halami ziyarete gitmistik hastaneye, ameliyattan cikmisti ve ben halami görür görmez serildim halamin yanindaki hasta yatagina :D Hastane ziyareti yapamiyorum bile düsünün :S Ama Viyana'ya geleli hastane fobimi atlattim, cok temiz ve odalar tiklim tiklim degil gayet ferah.

Benim abimde benim gibiydi, hatta bir dolguyu yaptirmak icin bile kac kez gitmisti, igne vurdurup degilde ilacla yaptiriyordu. Ama kendisi suan doktor :S Tabii bu yolu alirken derslerde bayilmis duyumlarima göre :P Yinede bunu asmis olmasi güzel, yoksa meslegini nasil yapardi.

Biraz ic bayici yazi oldu :D

Back to Top