2

Gri Bir Ögle Vaktinden...

Oglumu uyutmayi basardigim günlerden bir ögle vakti, hemen bloga kaciverdim hazir kiz da okulda ortalik sessizken :D Ögle uykularini birakti bizim oglan bir süredir ancak disarida arabadaysa uyuyor evdeysek uyumama ihtimali yüksek oluyor.
Havadan sudan yazacagim belki biraz ama yazacagim :) Blogumu ayri seviyoruuuum :) Blog sayfa basliginda 10 yillik yazisini 11 yillik ile degistirmeliyim...
Vayy beee koca 11 yil.

Havalar iyice sogudu, gri bulutlu günler cogaldi. Böyle havalarda ben ben degilim :D Yani birseyler yapip kendimi o grilikten kurtarmam gerekiyor yoksa bunaliyorum sanki, bu sizde de oluyor mu? Gereksinim gibi...
Özellikle de calismayan anneler eminim degisiklik ihtiyacini sadece kisin degil her mevsim hissediyordur.

Bir de D vitamininin önemini okuyunca, artik kis mevsimleri kullanmaliyim dedim, hatta ailece kullanmaliyiz. Sizlere de tavsiye ederim. Özellikle almancada sonu -R ile biten aylarda kullanilmasini okumustum, yani Eylül, Ekim, Kasim, Aralik, Ocak, Subat.

Aklimda yeni fikirler oluyor hep ama uygulamak mümkün olmuyor. Keske ben fikirlerimi versem ve birileri uygulasa ^^ Mesela minik ördügüm ivir zivirlarin nasil yapildigini soran oluyor, acaba örerek gösterecegim bir Youtube kanali mi acsam diyorum...Kizim da cok kitap okuyor kitap tanitimi yapsa kendi gibi cok okuyanlar icin faydali olabilir...Tabii ben yüz gözükmeden yapmak istiyorum bunlari. Bilmiyorum neden hic görsel olarak ön planda olmayi sevmedim, aslinda düzgün ve faydali bir amac icin olacaksa bunda bir kusur görmüyorum. Insanlarin elestirilerini düsünürsek zaten arpa boyu yol alamayiz yahut agzimizla kus tutsak en ufak birseyde hata arayan yine bulur... Yani önemli olan ne istedigimiz, niyetimiz...Neyseki Allah biliyor ya diyorum böyle durumlarda vicdanim rahat oluyor :)

Bloga daha cok yaz diyen takipcilerime selam ediyor ve bir baska yazida görüsmek üzere diyorum :)
0

Instagram Post-6


Bir Instagram paylasimlarindan olusan yaziyla daha buradayim, haydi hazirsaniz buyrun:

Hayatimdaki en renkli gülüm...Eski evden getirip öylece bahceye terkettigim ama orayi seven succulentlerim...Oglumun minik elleriyle bana topladigi ilk cicegim (papatyalar) :)


Arada da olsa kitap okumaya devam ediyorum, keske daha cok okuyan biri olsam...Ama evimizde okumayi cok seven bir kitap kurdu kiz var neyseki ^^


Esimin gecen kis hediyesi kardan kalp, insallah kalbimiz hic sogumasin...Ailece ilk ucurtma deneyimimizden...Güzel bir geziden geriye kalan anne ve cocuklari fotografi :)


Arada ufak seyler örmeye devam ediyorum...Bence herkes el isi türü bir hobiyi hayatinda bulundurmali ;) En sagdaki mandala zaten pek yabanci gelmez havalar soguyunca ortaya cikiyor, oglumla yasit kendisi ^^


Önceki Instagram Postlarina göz atmak isterseniz linkleri ekliyorum:



4

Merhaba 2

En son kizimin dogumgününde ugramisim bloga, simdi ise oglumun dogumgünü icin acmak istedim burayi :)
Özlemisim. Her ne kadar diger sosyal aglarda aktif olunsa da blogta yazmak ayri yaa. Sanki bir dosta mektup yazar gibi daha samimi geliyor bana hep. Keske hersey az ve öz kalsaydi...

Her neyse, iki yil önce günlerden cumartesi gecesiydi. Annem ilk kez Viyana'da yanimdaydi. Aslinda torunu dogmus olsun öyle gelsin diye ayarlamistik tarihini ama torunu o gelmeden dogmadi, hatta gelince de bikac gün bekletti ^^ Hastane minik beyaz globulileri verip beni eve yollamisti ve pazar sabahi artik dogum icin yatiracaklardi. Yani bu saatler asiri da heyecanim vardi diyemem, Özcan Deniz'in yeni bir dizisi baslamisti onu izlemistik, ben kek bile yapmistim karnim burnumda :D Sabah güzelce hazirlanip gittik ve zaten devamini da dogum hikayemdeki yazidan okuyabilirsiniz

Annelik cok güzel, bunu üstelik daha bugün yorgunluktan bunalmis aglamis azönce de birseyleri onlarca kez söylettirmis kizima sitemlenmis biri olarak yaziyorum ^^ Güzel iste! Bugün Mahir'imin dogumgünü, 2 yasinda, artik bebek diyemeyecegim ona, cocukluk dönemine adim atiyor. O benim ruhumun ilaci, bunu sirf laf olsun diye yazmiyorum buraya, gercekten ruhuma cok iyi geliyor. Buraya yazmadiysam da bazi gelismelerini, onun icin ailece tuttugumuz günlügüne yazdim biraz.

Mesela yatmadan önce bir rutinimiz var: Genelde muz atistirilir, bez degistirilip pijama giyilince herkese iyi geceler dilenir, anneyle dogru odaya. Kucagimda emerken ben de "Sordum sari cicege..." ilahisini mirildanirim, ardindan 3 kez salavat okurum ve sessizce Felak-Nas-Ihlas-Fatiha-Ayetel Kürsi okuyup ona dogru üflerim. Biraz daha kucak sefasi yapariz, birbirimize bakariz, ellerini öperim, yüzüme dokunur...Sonra kendi yatagina koyarken "Seni cok seviyorum, iyi geceler" derim. Vee son aylar rutine yeni eklenmis olan masal sefasi baslar :D Ben yatagima uzanirim, o da yataginda ayaga dikelir ve "masal annatt" der. -Neyli masal olsun? dedigimde genelde inekli, eti pufflu, okullu, sinekli, atli en favorileridir ^^ Hatta bazi masallari hic degistirmem ayni anlatirim pek anlatasim yoksa o gün, bazen de degisik fikirlerle zenginlestiririm. Sonra "bugünlük bu kadar, devami yarin" derim. Bazen itiraz edecek gibi olur ama... "Simdi de istersen sen anlat bana" dedigimde ise bir varmis bir yokmusla baslar ve anlatmaya cabalar, bir iki kelime der bazen susar gözlerime bakar ben tamamlarim onu, demek istedigi cok sey var biliyorum ki... Ben tamamladikca ve sonra nolmuss diye sordukca devam etmeye calisir... Sinekkk vizzzz vizzzz adam iggghhh, sonaaa sinek addaa adam haaa puuu haaa puuu. Sinek cok ses yapiyormus adami uyutmuyormus sonra disariya cikinca evden adam bir rahat uyuyabilmis hatta horlayarak uyuma taklidi yapar burda :D Yani  buraya o güzel ifadelerini yazmam mümkün degil, öyle güzel ki ve anlatirken ki mutlulugu gözlerinin o los isikta parlayisi...Vee bu merasimlerden sonra hadi uyuyalim deyip ben arkama dönüp uyuma numarasi yaparim, o da uyumaya calisir yataginda. Ben odadan cikmiyorum o iyice dalana dek. Ilk baslar bu yatakta bekleme fasli beni cok bunaltiyordu, cünkü bazen oldu 1,5 saat bile durdum. Ama ben oradayken daha rahat uyuyor sanki.Orada bir de uyumamak icin telefon elimde birseyler okuyup dururum...Kalkinca kafam sepet gibi olur, güya bir-iki saat oturmak icin uyumamisimdir. Bana kalan tek süre cünkü kacirmamak lazimdir ^^

Sadece aksam rutini bile bu kadar sürdü sabaha gecmeyeyim ben :D Gün icinde oglumun evdeki sesi sanki cennetten gelmis kus gibi civil civil...Elhamdülillah diyoruz onu gördükce duydukca öyle. Babasi eve gelince, ablasi okuldan gelince cok mutlu oluyor. Parkta en cok kaymayi seviyor, pespese cikip kayiyor usanmadan :) Bugün yerde sac bulmus bana uzatiyor, ufak bi cöp bulsa da bunu yapiyor, titiz olacak hee bu cocuk diyorum, hosuma da gidiyor tabi :) Sebze pek sevmiyor, et seviyor, makarna-pilav, corba cok seviyor. Meyve yemeyi de cok seviyor. Onu benim kadar kimse taniyamaz, iste anneligi özel kilan birsey de bu.
 -Beni seviyor musun dedigimde kocaman gülerek -Haaayiiiiir diyor ve surat ifademe bakiyor, biliyor bunu sevmeyecegimi ^^ Ama gözleri bakarken bile nasil sevgidolu oldugunu gösteriyorki, yemezler bu tribini ogul :)

Rabbimden hep hayirli evlat olmalarini, yollarina iyi insanlar cikmasini, kazasiz belasiz ve saglikla büyümelerini diliyorum. Insallah nice yillara beraberce :)

4

ON YIL


Suan bu yaziyi yazmak icin tam 30 dakikam var ^^ Bilgisayari gündüz hic acamiyorum, gece de cocugu uyutunca geriye bir saatcik kaliyor mecburi olmadikca acmiyorum falan filan, yani kisaca artik telefondan ne takildiysam o kadar sosyalim :) Duyan da beni calisan anne zannedecek üstelik o da degil hatta nadiren yaptigim fotograf cekimlerine bile yogunlasamiyorum...Aslinda ne yazilar kafamda tasarlanip bosa gitti, ummadik anlarda böyle ilham gelir, not almam derken ucup giderler.
Bu yazinin asil sebebi önceki gün kizimin 10 yasina girmis olmasi :) Blogumu acma sebebim de ona hamileykenki dönemdi ve ben yemek tariflerinden blogcular dünyasina merak salmistim ki o zaman sayili blogcu vardi ve hatta birbirlerini tanirlardi :) Kizimin dogumunu bekledigim o heyecanli günler...Bir ilki yasamak, anne sifatina kavusmak, dünyanin meger ne farkli bir boyutu daha varmis bunu görmek...
Rabbim dileyen herkese nasip etsin bu güzel duygulari diyorum hep! Cünkü bir bayana öyle yakisiyor ki annelik, anne olmadan önce eksikmisim diyorum simdi geriye bakinca. Bu kosturmalar yorgunluklar belki bazen bir duraksatiyor insani ama evladinin sana bir icten bakisina bir gülüsüne silkeleniyorsun yeniden.

Kizimi cok seviyorum, iyiligini istiyorum her anne gibi ve belki bunu abartip bazen bunaltiyorum...Hani birseyin üzerine cok titrersiniz ve özellikle o esnada kirarsiniz falan...Iletisimimiz yönünde daha güzel gelismeler diliyorum kendi adima :) O yapisi geregi pek hasir nesir olan bir cocuk degil sevgisini gizliyor bazen...Belki de hani cocukluga inerler ya, ben de pek hissedemedigim sevgiyi simdi cocugumla, en sevdiklerimle kapatmaya calisiyorum...Büyüdükce o arada mesafe olusmasi dusuncesi bile biraz hüzünlenmeme sebep oluyor. Anneligin olumsuz duygular cukuruna dogru gitmeden hemen toparliyorum tamam ^^ Allah'tan kizim icin önce hep saglik diliyorum, sonra iyi bir insan ve müslüman olarak hayatini sürmesini, hayirli islerde tuzu bulunmasini, bize vefali bir evlat olmasini, mutlu olacagi bir hayat sürmesini, diger dünyasini da unutmadan dengede yasayabilmesini... Iste en önce bunlari diliyorum :) Ve bizim de bu dilekler gerceklesirken sahit olmamizi...

Ve bir önemli yenilik daha var ki o sebepten de kizima bir kutlama yapamadik (sonraya erteledik); Suan oturdugumuz eve yeni tasinmisken ögrenmistim kizima hamile oldugumu ve 10 yil sonrasi bu aralar yeni bir eve tasiniyoruz. Biraz hizli bir gelisme oldu, zaten epeydir idare etmeye calisiyorduk cocuk odasi olmadan...Bunu en cok kizim icin istedik, bir odasi olmasini. Ve Allah bize bir de ufak bir bahce nasip etti evin önünde :) Hic bir gün bahcem olacagini düsünmezdim, yani keske bir bahcem olsa dedigim cok oldu evet ama gerceklesecegini düsünmemistim...Hayallerinizi dile getirin, belki Dua olur, kabul olur.


4

COK Mutsuzum


"Heyy cok mutsuzum, neler oldu neler.."diye baslayan bir cümle ile "Heyy okuyucum cok mutluyum, cünkü...." diye baslayan cümle arasinda fark var degil mi? O farklardan biri bence mesela ilkinin daha ilgi cekecegi!

Insanlar üzüntü haberlerine miknatis gibi daha hizli ve cabuk yaklasirken mutlulugu paylasmada gayet gevsek hatta takip etse bile ortak olmak yerine icten kiskancliklar kurabiliyorlar.
Biz ne zaman bu hale geldik?
Elimizde son bir ekmegimiz kalsa hic düsünmeden onu paylasir miyiz?
Beklentiler, cikarlar, pohpohlamalar, samimiyetsizlikler...
Bunu basimdan bir olay gectigi icin yazmiyorum suan, son senelerden gözlemlerim böyle.
Insan iliskileri sosyal aglar ile beraber daha da ölüyor gibi. Bir o kadar daha cok iletisim gibi gözükse de öyle degil. O iletisimdekilerin cogu zor bir gününde yaninda mi olacak zannediyorsun sen? Ben %5 diyorum en cok.
Adam diyelim ki kan ariyor, paylasiyor, listesindeki en yakin akrabalarindan sikayetci. Birakin kan bulmayi o paylasimi bile paylasmiyorlar destek olalim diye mesela...Zir yabanci yardim ediyor, o da iyi kalbini korumus insanlardan biri iste. Allah razi olsun, böyle insanlar hic tükenmesin, yoksa bu dünya nasil bir yer olur...Düsene bir tekme de sen vur!
Bana da vuruldu o tekmelerden zamaninda! Affediyorsun ama unutmuyorsun bunlari...
"Cocugumun okulda dersleri zayif, kayinvalidemle kötüyüz, islerim hep ters gidiyor, ev alacaktik olmadi, cantami kaybettim, esimle fena tartistik, sinavim berbat gecti..." desen kac kisi senin üzüntüne yürekten ortak olacak bir düsün? Iste o insanlari hic kaybetme, degerini sevgini göster.

Özel günün geliyor biri yaziyor ki "mutlu yillar", tamam cok güzel tebrik ettin ama bunun ici bos sanki, hani sevgi, ilgi, özen? Yani sirf yapmis olmak icin yapmak yapmaciklik degil de ne...Mutlu yillarin yanina birkac kelime daha eklesen, belki bir fotograf bulup Google'dan koysan daha önemsemis olmaz misin? Yapmak zorunda degilsin elbet ama o zaman "ben buralardayim, varim!" deme. Zoraki varlik yok gibidir.

Ne yaparsan yap sevgiyle yap, yüreginden geliyorsa yap.
Birine katacagin  ufak tebessüm bile belki eline verilecek hayat kitabinda birkac güzel sayfa doldurur belli mi olur? Ee hep ben mi, demeden...Evet "sen"! Kimse bilmese de anlamasa da iyiligi gören Allah var.
Birak karsiliklar beklemeyi...Verdigin cogalip sana geri dönecek, cünkü Rabbimiz'den cömerti yok.



Back to Top