0

Anne Saati


Yazdan kalma cicek fotografimla Kasim ayinin ilk gününe ve size "Merhaba" :)

Bir anne kisisine "2 saat istedigini yap" denilince sanki böyle müjdeli bir haber almis gibi sevinir degil mi? Herkes sevinebilir ama ben degil, niye sevineyim canim düsman miyim cocuklarima :P Tabiki saka yaa ben de her insanoglu gibi dinlenmeyi hakediyorum elbette, YES YES YES diyorum o iki saate :D
Suan o iki saatin icinde bulunmaktayim, blogumu da bayagi seviyormusum demek. Peki neler yapabildim: Ilk dakikalar hemen beynim isinmaya basladi, ne yapsam da cok verimli gecirsem, neler gelmedi ki aklima... Ev isleri kategorisini direk eledim! Suan mutfak lavabomda bulasiklar duruyor, olsun sonra nasilsa ben yapacagim, simdi stop levhasi var, o yöne gidemem :P Aa bu arada ben ehliyet yapiyorum ya nasil da yazdigim dilime bile yansidi :D Gecen bir konuda da esime burada öncelik bana ait bi kere dedim ki konu trafikle ilgili degil ama ben trafige ait kelimeler kullaniyorum :D 
Neyse 2 saate geri geleyim: Önce bir iki haftadir yüzüme maske yapmadigimi farkettim, hemen akasya bali gözüme carpti, sür yüzüne gitsin, en dogalindan organic bal maskesi. Yani illa bir yerlerden satin almaniz gerek degil mutfaga bir göz atin 10 cesit maske cikarirsiniz ^^
Devaminda hazir cilt isine girmisken, biraz cilt temizligi/bakimi ile devam ettim. Sonra o isleri geride birakinca hazir aksam namazi vaktiyken bundan önce hicbirsey yapmamaliyim dedim. Bana bu vakti Bahsedeni unutmak ne vefasizlik olur degil mi...Hatta Dua'mi az uzun tutup bir de sükür tesbihi cekeyim dedim. Allah'im bizlere neler bahsediyor, kacta kacina sükredebiliyoruz, maalesef ki cok az kaliyor bu konudaki cabamiz...Ama sikayette en önde yarisabiliriz :/
Namaz ve tesbihattan sonra ise karnimin aciktigini ama hazir birsey olmadigini farkettim ( iyiki farkettim evin hanimi olarak :D), ee vaktim kiymetli gidip yemek yapacak degilim heralde, sandvic diye birsey var dünyada :D Tarifimi vereyim, bol beyaz peynir, salatalik, domates, maydanoz ve pirasa...Elhamdülillah, karnimiz minicik birsey zaten menü falan ne gerek :P Yaninda da suan beyaz cay iciyorum size yazarken. Ve vaktim azaldikca stresim artiyor :D Ehliyetten de bir deneme sinavi araya eklersem süper olacak, zira bu ara soru cözmekle geciyor, cünkü baska yolu yok kazanmanin...
Vakitli birseyler aslinda beni hep strese sokuyor, dakik bir insanim. Mesela bu 2 saatte hicbirsey yapmamak da hedefim olabilirdi dimi? Önceki yazilarimdan birinde Challenge vardi, orada 15dk hicbirsey yapma görevini bile 5dk sonrasi biraktim. Durup hicbirsey yapmamak cok tuhaf...Ben birsey izleyeceksem bile telefonu mutfaga dayayip orada islerimi hallederken izlerim. Yillar olmustur oturup keyifle bitene dek gerile gerile birsey izlemeyeli...Sanirim insan anne olduktan sonra, artik 10 degil 20 elliymis gibi, hani bir karikatürde görmüssünüzdür herseye uzanan ellerle bir anne, o sekle büründügümüzü görüyoruz durup bakinca. 
Dik dur, derin nefes al, pozitif düsün ve devam et diyerekten yazima son veriyorum :)
Tüm mola vermis annelere benden birer cay ^^

0

"HI HIII" kabul ediyorum


Merhaba, oglumun yemek masasinin tepesinde oldugu ve bilgisayarimla beni basbasa birakmamak icin elinden geleni yaptigi bir andayim ama blog yazasim geldiyse engel tanimam :P
Ne yazacaksin bu kadar önemli derseniz, tabiki herzamanki gibi icimden gecenleri yazacagim :)

Sosyal medyada bile huzur yok bunu farkettiniz mi? Birileri baska birileri hakkinda atip tutuyor, digeri onu inkar ediyor fln...Birbiri özel hayatlarina kadar iniliyor. Prim yapiliyor sanki bunlarla...Cünkü biz insanlari siradan seyler cekmiyor, nerde entrika, macera, olay...
Cok siradan bir etkinligim olan Hatim etkinligini bile devam ettiremedik maalesef. Sadece ayda bir Cüz okuyabilecek 30 gönüllü kisiyi bir araya toplamak meger hic kolay degilmis! Cünkü entrika yok, pek cazip gelmiyor tabii nefsimize.
Nefsimiz demisken benimki de bugün mutfakta is yaparken telefonumdan bir diziyi acmistim oradaki nikahi görünce hemen sikayet etmeye basladi. Nikahimda bir resmi kuruma gidilecek isimiz var onu halledecegiz seklinde gitmistim, düsünün yaa :D Yani evlendigimin farkinda degilmisim ben. Adam orda soruyor bir de ayaküstü "kabul ediyor musunuz?" Ee isimiz hallolsun diye gittik "hayir" mi diyim ettim gitti :D  Hem de o an soruya cevabim "HII HIII" oldu. Yani "Evet" bile diyemedim:P

Ee hani ayaga basmalar falan da eksik... Bir Allah'in kulu da bu kizi süsleyelim bugüne ait bir fotograf cektirelim de dememis, vahh kendi halime. Sonra o isteme fasli falan hatirlamiyorum kahve pisirdigimi...O aci kahveyi hatrim icin icirememisim icimde kaldi gercekten :P
Yaa siz deyin salak ben diyeyim avanak o hesap benim evlilik. Esim ne isle mesguldu haberim var miydi? Cevap veriyorum, yoktu! Evlenince kalacagim odadaki esyalarin hazirligi konusunda hicbir fikir beyan ettim mi, neler severdim, ne renk olsundu...Hayir hersey neyse o kabulumdu ama size birsey diyeyim, bu tür herseye cok uyumlu kabul edilenlerin degeri bilinmiyor! Az yaygara cikaranlar daha el üstünde kiymetli oluyor bu bir gercek.
Ayy sosyal medya diyorduk dimi biz, evlilige nerden gittik :P Hee dogru dizi izlerkenden...
Neyse ben bir pizza hamuru yogurasim var onu yapmaya koyulayim, cocuklara etkinlik olur hem :)

Foto: Haftasonundan :)


4

Minimalismus Challenge - Turkish


Basliktan okudugunuz gibi bir meydan okuma etkinligi var planda :)
Buradaki "minimalismus" bize birseylerin aza indirgenecegini de isaret etmis oluyor. Yani bir nevi hayatimizdaki fazlaliklari hafifletmek...Hem bu tip Challenge'ler sacmalik boyutuna ulasmadigi sürece ve faydali sekildeyse hayata renk katmis oluyor rutini bozarak ;) 
Ben bunu Facebook'ta Fotograf Grubu'mda (Photo Lounge Viyana'da) gerceklestirecegim ama belki baska katilmak isteyen olursa diye blogumda da paylasmak istedim.
Haydi o zaman 20 Eylül hep beraber 30 gün neler yapacagiz listeye bakalim:

20 Eylül: Okudugun bir kitabi istedigin birine hediye et.
21 Eylül: Bugün sadece su ve sekersiz caylar ic.
22 Eylül: Alti saatligine telefonunu kapat.
23 Eylül: Uzun süredir giymedigin bir ayakkabini hayatindan cikar.
24 Eylül: Telefonundaki fazlalik (hic iletisime girmedigin) kontaktlari sil.
25 Eylül: Tek basina yarim saatlik bir yürüyüs yap.
26 Eylül: 24 saat icinde hicbirsey satin alma.
27 Eylül: Kitapligini güzelce bi düzenle.
28 Eylül: Bugün hic makyaj yapma.
29 Eylül: Bugün birine hediye ver.
30 Eylül: Calisma masani düzenle.
 1 Ekim: Bugün hic Tv izleme.
 2 Ekim: Ciddiye alarak sadece ona konsantreli bir sekilde bulasik yika.
 3 Ekim: Mevsimsel gidalardan bir yemek pisir.
 4 Ekim: Köpüklü bir banyo yap.
 5 Ekim: Epeydir iletisim kurmadigin birini ara hal hatir sor.
 6 Ekim: Desktop'unu piril piril yap, düzenle.
 7 Ekim: 15dk. sessiz bir ortamda hicbirsey yapma.
 8 Ekim: 2 yildir giymedigin bir (istersen birkac) parcayi gardrobundan cikar, vedalas.
 9 Ekim: 45dk. yürüyüs yap.
10 Ekim: Bugün cay, kahve, tatli, hazir gida...vs. yok.
11 Ekim: Yeni birsey dene (daha önce yapmadigin!).
12 Ekim: 2018'e kadar yapilabilecek ufak hedefler belirle kendine.
13 Ekim: Bir gazete ya da dergi satin alip oku.
14 Ekim: Hayatindaki sükür sebeplerini düsün, dua et, tesekkür et.
15 Ekim: Saat 17'ye dek sosyal medyaya takilma, bildirimleri kapat.
16 Ekim: Bugün sikayet etmeme günü, hicbirseyden sikayet etmek yok.
17 Ekim: Bir günlük yaz, bosalt icinde ne varsa, ilerde okumak üzere bir kutuya kaldir.
18 Ekim: Aylardir kullanmadigin bir cantandan kurtulma zamani geldi.
19 Ekim: Alisveris yerlerinde (caddede...vs.) gezin, hicbirsey almadan eve gelmis ol.

Bittiiii :)

Insallah bu aslinda zor olmayan listeyi hergün pes etmeden uygulayalim, yarida birakmak yok ona göre :) Sonrasinda size kattigi duygulari, deneyimlerinizi de benimle paylasirsaniz cok sevinirim :)

0

Tozlandim



Son zamanlar birikmis olan kirginliklarimin benim enerjimi düsürdügünü hissediyorum: Insan söyleyemediklerinin yükünü tasiyormus...
Söylesen bi dert söylemezsen ayri... Konusmak zor ama susmak daha zor...
Hayattan istediklerim aslinda ortadaydi hep, hic karmasik bir kisi olmadim: 
Mesela yakinlarim tarafindan yanlis anlasilmak en nefret ettigim seylerdendir. Yahu beni taniyorsunuz ama siz, yoksa tanimiyor musunuz? Ya da taniyor gibi mi yapiyordunuz?
Yani ben neden yakinimdakilere kendimi ifade etmeye, böyle demek istemistim demek zorunda kaliyorum!
Mesela güvenmek, huzur bulmak istiyorum sevdiklerimin yaninda ama hep en yakin zannettiklerim yoruyor beni. Yani samimi bir itiraf bu, suan cok üzgün olsam gidip kucaginda aglayabilecegim kimse yok. Ufacik Mahir'imin kafama dokunup "ciciiis ciciiiis" yapip beni teselli etmesi en büyük zenginligim oldu. Yani tabiki birileri cikar teselli eder ama onlarin tesellisi kuru kaliyor iste. 
Sonra diyorum kendi kendime, ahh be hayat zaten böyleydi, sen yas oldu 35 yeni actin gözlerini. Önceden pembe görmeye calistigindan görememissin. Belki artik yoruldugundan pembe gözlükleri de cikarir olmussun...
Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin. Iste gidemedigimden gütmeye calisiyorum.

Bunlari hissetmeme sebep olan herkese kirginim.
Mutlulukla gülerkenleri yorgun gözlerimi farketmediniz mi yoksa? Gözlerimin taa icinin feri sönmüs bi kere...Ya da soluk bir cicek misali iste. Yakinima gelip gelip seyretmek yerine, biri dibimdeki otlari koparsa, biri az sulasa, digeri sadece konussa sevse...belki yeniden canlanirdim? Ama siz benim soldugumu bile farkedemediniz dogru ya! Bendeki de laf iste. Bosverelim, sizler nasilsiniz?

#BugündeBöyle
0

Lavera, dogal arayanlara...


Bugün kozmetik blogcularina özenecegim biraz ve epeydir tavsiye etmek istedigim bir marka hakkinda yazacagim. Lavera belki ismini daha önce duydugunuz bir markadir, özellikle yurtdisinda olanlar biliyor olabilir... Sizler de benim gibi her önünüze gelen kozmetigi kullanmayi sevmiyorsaniz ve dogal icerikli ürünlere eliniz gidiyorsa kesinlikle denemenizi öneriyorum. Yani ne sponsor ne de reklam icin yaziyorum bu yaziyi tamamen sadece memnuniyet üzerine :)
Fotografta kullandiklarimdan bazilari mevcut, birkac makyaj ürünü daha var, gözümden kacmis fotoyu cektikten sonra farkettim.
Sirayla üst soldan saga dogru bahsedecek olursam: 
1. ve 2. sac maskesi, en bastakinin sampuani da var alt sirada, o altin rengi olanin sampuanini da denemeyi planliyorum evdeki bitince. Gayet iyiler ;)
3.sü mis gibi gül kokulu dus jeli, gercekten kokusu harika, bitince devamini almayi düsündüklerimden. 4. ve 5. yüz maskeleri düzenli kullanmiyorum ama özellikle yine pembe olan gül serisi favorim. 6. ürün ise bir dis macunu, biz bunu kullanali baska dis macunu almak istemiyoruz. Daha önce de Himalaya diye bir markanin dogal dis macununu kullaniyorduk ama bu özellikle tat olarak daha bize hitap etti, bazi dogal macunlar gercekten agir tatlarda olabiliyor... Dayim bi kez kullandi ve bu macun cok iyiymis nerden aldiniz, diye sordu :)

Gelelim alt siraya, en soldaki 1. ve 2. ürünler sampuan, birinciye kizim bayiliyor mis gibi elma kokulu, digeri de benim yine gül serisinden begendigim. 3.sü cilt temizleme sütü, her türlü makyaji rahatlikla cikarabilirsiniz, gerci bir süredir bunu ikinci plana attim, Logona diye bir markanin gül ve aloe vera suyu ile temizliyorum cildimi, hem kokusu hem daha temiz his vermesi bakimindan...
4. ürün ise pek nemlendirici sürmeyen benim bazen yüzümde kuruluk olunca mecburiyetten kullanmak zorunda oldugumu bildigimden, bari sürünce parlamasin diye aldigim matt duran nemlendirici. Yani krem sürdügünüz pek belli olmuyor, yazin pek kullanma geregim olmadi ama artik havalar serinliyor eminim daha cok elime alacagim. 5. ve son ürün ise erkekler icin yüz nemlendiricisi, esim bazen krem sordugundan cildi kurulasinca bari benimkileri kullanmasin diye bunu almistim ama cokta istedigi seviyede nemlendirmiyormus öyle diyor ^^ 6. ürün ise Deo Roll on yine gül serisinden, yaz boyu cok memnun olarak kullandim.

Kisa ve öz, bu marka güvenimi kazandi ;) %100 dogal sertifikali, silikonsuz, mineral yagsiz, glutensiz, vegan, hayvanlar üzerinde test yapmayan... Ayrica herkesin alabilecegi fiyatlarda, daha ne olsun :)


Back to Top